Kitap eleştirileriyle tanıdığımız Emre Bayın’ın Twitter’da paylaştığı bir alıntı, edebiyat dünyamızın üç önemli şahsiyetini, Yahya Kemal, Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Ahmet Hamdi Tanpınar’ı aynı cümlede buluşturan bir düello davetini hatırlamamıza neden oldu. Evet, doğru duydunuz, bir düello daveti!
Yakup Kadri’nin İletişim Yayınları’ndan çıkan Gençlik ve Edebiyat Hatıraları adlı kitabından alıntılanan şu bölüm, o dönem yazarlar arasındaki hasımlıkların ne şekilde dışavurulduğuna dair merak uyandırıyor.
Kitapta olayı şöyle aktarıyor Yakup Kadri:
“Bunu dün olmuş bir hadise gibi hatırlıyorum: Matbaadaki odamda yazımı yazıyordum. Kapıdan içeri heyecandan ayağı titreyen bir genç girdi ve beni selâmlamağa bile lüzum görmeksizin o acayip mektubu masamın üstüne fırlatıp gittiydi. (Bu genç, sonraları tanışıp dost olduğum Ahmet Hamdi Tanpınar’dır.) Mektubu okuyunca şaşırdım mı, korktum mu sanırsınız? Hayır, beni sadece bir gülme almış ve ilk işim Falih Rıfkı’ya, olağanüstü bir haber gibi bunu bildirmek olmuştu. Meğer işin olağanüstü bir tarafı daha varmış. Telefonu açıp Falih’e “Biliyor musun?” diye söze başlamama kalmadı, telin öbür ucundan Falih bana hemen şöyle seslendi: ‘Biliyorum, biliyorum. Düello mektubu değil mi? Ben de aldım.”
Yahya Kemal
Yahya Kemal’in öğrencisi olan ve yazın yaşamı boyunca onun derin tesirini üzerinde hisseden Ahmet Hamdi Tanpınar’ın olaydaki rolü işleri iyiden iyiye enteresan kılıyor.
Aslında, Yahya Kemal’in çağdaşlarıyla kurduğu ilişkileri anlatan metinler bu düello davetine o kadar da şaşırmamamız gerektiğini düşündürüyor. Zira, bugünün argosuyla konuşacak olursak, Yahya Kemal, o dönemki pek çok yazarla ilişkisinde, kelimeleriyle “ateş ediyor.”
Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Refik Durbaş, birkaç yıl önce BirGün gazetesinde edebi düellolar hakkında kaleme aldığı yazısında, Yahya Kemal’in kendisi hakkında dost meclislerinde konuşulanlara karşı aşırı hassas olduğunu ve Ahmet Haşim gibi isimlerle de benzer sorunlar yaşadığını hatırlatıyor.
Yakup Kadri, düello mektubuna, dedikoduların doğru olmadığı yönünde bir mektupla cevap veriyor. Düello davetini alan diğer isim, gazeteci Falih Rıfkı ise Yahya Kemal’i cevapsız bırakıyor.
Yeni yorum gönder