Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

"Yayıncılık otosansüre maruz bırakılıyor"



Toplam oy: 668

İstanbul Bilgi Üniversitesi ve Yayıncılar Birliği'nin 10 senedir birlikte düzenledikleri Yayıncılık Kurultayı bugün başladı. İki yılda bir düzenlenen ve bu sene beşincisi tertip edilen kurultayda Yayıncılar Meslek Birliği, Edebiyat ve İlim Eserleri Sahipleri Meslek Birliği ile İngiliz Telif Hakları Lisanslama Ajansı Toplu Lisanslama ve Karşılıklı Temsil Sözleşmesi'ni imzaladı.

İmza töreninden evvel konuşmalarıyla kurultayı açan Bilgi Üniversitesi Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Fahri Aral ve Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celal Zeynioğlu, kurultayın önemine değindi. Bugüne kadar yapılan kurultaylarda alınan kararların Türkiye ortamında uygulamaya geçmesinin zorluğuna değinen Aral, korsan yayıncılıkla mücadele konusunda önemli başarılar elde ettiklerini belirtti.

Konuşmaların ardından YAYBİR Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Paşaoğlu, CLA İcra Kurulu Başkanı Kevin Fitzgerald, Edebiyat ve İlim Eserleri Sahipleri Meslek Birliği Başkanı Adnan Özer, eser sahiplerin haklarını korumak da ve korsan yayıncılığa karşı mücadele de önemli bir adım olan Toplu Lisanslama ve Karşılıklı Temsil Sözleşmesi imzaladı.

 

Paşaoğlu, yayıncılık sektöründe telif haklarının takibi açısından ilk kez bir lisans anlaşması imzalandığını belirtirken CLA İcra Kurulu Başkanı Kevin Fitzgerald sözleşmenin ekonomik boyutlarına değindi. “Okulda öğrendiğim ilk şey bazılarının aptal olduğuydu ; ikinci öğrendiğim şey ise bazılarının daha aptal olduğu” diyerek Orhan Pamuk'tan alıntı yapan Fitzgerald, bu anlaşma için 5 senedir uğraşan diğer ülkelerin çabalarının sonuç vermediğini ama Türkiye'nin 5 ay gibi bir süre içerisinde tüm hazırlıkları tamamlayarak sözleşmeyi imzalayabildiğini ve Türkiye'nin yayıncılık sektörününde ekonomik olarak çok fazla geliştiğini söyledi.

 

 

"Yayıncılık otosansüre maruz bırakılıyor"

 

 


İmza töreninin ardından başlayan ilk oturumda, yayınlama özgürlüğünün neden mümkün olmadığı konuşuldu. Yordam Yayınları'ndan Hayri Erdoğan'ın moderatörlüğünü üstlendiği oturumda, Prof. Dr. Ahmet İnsel, Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Ercan İpekçi, Avukat Haluk İnanıcı ve Radikal gazetesi köşe yazarı Ezgi Başaran konuştu.

Ragıp Zarakolu, Ahmet Şık gibi isimlerin tutuklanmasından darbe anayasasına kadar pek çok konuya değinerek oturumu başlatan ve yayıncılığın otosansüre maruz bırakıldığını söyleyen Hayri Erdoğan'dan sonra konuşan Ahmet İnsel, yayıncılık ve ifade özgürlüğünün birbirinden ayrılamayacağını söyledi. İnsel, toplumun ifade özgürlüğü konusunda hassas olup olmadığının sorgulanması gerektiğini belirtti. İfade özgürlüğünün kısıtlı olduğu toplumlarda otoriterizm vardır diyen İnsel, Ak Parti otoriterizminin değil, toplumun bunu kabullenişinin sorgulanması gerekiyor dedi. Otoriter eğilimlerin güçlü olduğu bir toplumda yaşadığımızı ve hayatın her alanında otoriteye maruz kaldığımızı ifade etti.

 

 

 

 

"Devlet kara propaganda yapıyor"



Devrimci Karargah örgütüne üye olmak suçundan 19 aydır tutuklu yargılanan ve 30 Nisan'da tahliye edilen Bilim ve Gelecek dergisi editörü Baha Okar'ın yaşadıklarından bahsedilmesinin ardından sözü alan Ercan İpekçi, siyasi iktidarın izin verdiği sınırları aşan muhalif seslerin suçsuz olmalarına rağmen tutuklandıklarını anlattı. Devletin 100'ün üzerinde tutuklu bulunan gazeteciyi terörist olarak tanımladığını aktaran İpekçi, “Kara propaganda yapan biz değiliz, devlet” dedi: “İddianameler sağlıksız. Devlet, dışarıdaki gazetecilere mesaj vermeye ve onları da hapsetmeye çalışıyor."


Ezgi Başaran ise hazırladığı sunumda gazetecilik ilkelerinden bahsederek yayıncılar ve gazeteciler arasındaki ifade özgürlüğünün farklı olduğunu anlattı. Gazetecilere güvenilmeyeceğini söyleyen Wikileaks kurucusu Daniel Domscheit-berg'ün haklı olduğunu düşünen Başaran, Irak savaşı ve roboski katliamının gazetelere nasıl yansıdığını örnek gösterdi. "Basın ve ifade özgürlüğü aynı şey değil" diyen Başaran, gazeteciliğin bazı ilkelere dayandığını ama yayıncılık için bunun sözkonusu olmadığını belirtti. Başaran, “Gazeteci, eğer kanıtı yoksa yanlış ya da yalan olduğunu bile bile haberi yazmak zorunda” dedi.

20 Ekim'de yapılan medya toplantısında davetlilerin erkeklerden oluştuğunu belirten Başaran, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın toplantıda yaptığı konuşmada gazetecileri “kibarca” uyardığını söyledi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün intikam sözlerinin hemen ardından yapılan toplantıdan sonra gerçekleşen roboski katliamının sansürlenmesine dikkat çekti.


Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.