Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Yeni Zelanda'nın Hobbiton köyü ziyaretçi bekliyor



Toplam oy: 817

Gişe rekorları kıran Yüzüklerin Efendisi ve Hobbit filmlerinin merkez platolarından biri olan Hobbiton’a Dünya’nın ilgisi azalmıyor. Yeni Zelanda’nın kuzeyindeki, 6 bin nüfuslu Matamata kasabası yakınındaki açık hava stüdyosu her yıl binlerce ziyaretçi ağırlıyor. Fantastik diyar Shire aslında, Yeni Zelandalı Russell Alexander’ın 10 bin koyun otlattığı 48 dekarlık çiftliği. Vadinin kuytusundaki alana serpiştirilen 44 Hobbit mağara evi, masalsı bacalı kulübeler, yel değirmeni ve yeşillik, ziyaretçilere filmlerin atmosferini hatırlatıyor. Bu şirin evlere ek olarak, meşhur Green Dragon Pub (Yeşil Ejderha Hanı), Su Değirmeni, Çift Kemerli Köprü ve Party Tree de köyde ilgi çeken yerler arasında. Fakat Hobbiton’daki toprağa gömülü şirin evlerin biri hariç hepsi kapalı. Çünkü filmin iç mekan çekimleri stüdyoda yapılmış. Kapısını açıp girebilen tek evin içi ise bugünlerde boş.

 

FİLMLERİ REKORLAR KIRMIŞTI

 

 

Yönetmen Peter Jackson’un arazinin özel çayırının yeşiline bayılıp 1999’da yaptırdığı Hobbit köyü 2011’de yeni Hobbit filmi için yeniden elden geçirilmiş, J.R. R. Tolkien’in Yüzüklerin Efendisi üçlemesi 2001-2004 arasında sinemaya uyarlamış, filmler 11 Oscar kazanıp yaklaşık 2.9 milyar dolar gelir elde etmişti. Hobbit: Beklenmeyen Yolculuk filmiyle ülke bir kez daha turist akınına uğradı. Tüm dünyayı saran Hobbit dalgası sayesinde Yeni Zelanda’da bu potansiyeli değerlendirmek üzere 17 firma kuruldu. Bugüne kadar sadece film mekanlarını görmek için ülkeye gidenlerin sayısı 300 bin kişiyi geçti.

 

Bagginsler’in, büyücü Gandalf sayesinde maceraya adım attığı bu topraklara gidenler, ilk olarak Frodo ve arkadaşlarının gecelediği, hatta Yolgezer- Aragorn ile tanıştıkları Green Dragon Inn’e (Yeşil Ejderha Hanı) uğruyor. Burada, ziyaretçilere filmlerde içilen içiceklerin benzerleri sunuluyor. İki bin plastik yaprakla gerçek bir ceviz ağacı gibi görünen efsanevi ağaç, tüm azametiyle Hobbit köyüne başka bir güzellik katıyor. 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.