28-29 Ekim'de KCK soruşturması adı altında düzenlenen operasyonlarda gözaltına alınmasının ardından 22 kişiyle birlikte tutuklanıp cezaevine konan Belge Yayınları'nın sahibi ve Yayıncılar Birliği Düşünce, İfade ve Yayınlama Özgürlüğü Komitesi Başkanı Ragıp Zarakolu kamuoyuna bir mektup gönderdi.
"Bana üyesi olmakla suçlandığım örgütle ilgili hiçbir soru sorulmamış ve yalnızca yazdığım, yayına hazırladığım eserler ve yaptığım konuşma ya da katıldığım herkese açık toplantılarla ilgili yorumlar yapılarak bilgime başvurulmuştur." diyen Zarakolu, evdeki kitaplarının "suç delili" sayılmasının altını çiziyor: "Evimi aramak için gelen emniyet mensupları, bir yayıncının, yazarın evinde ne bulabileceklerse sadece onları buldular ve suç delili olarak onları da zapt altına aldılar."
Gözaltı furyasını "toplumsal linç kampanyası" olarak tanımlayan Zarakolu'nun mektubunun tamamı şöyle:
"Gözaltına alınmam ve yasadışı örgüt üyeliği ile suçlanmam, Türkiye'de yaşayan tüm aydın ve demokratlara ilişkin bir korkutma ve özellikle Kürtleri yalnızlaştırma kampanyasının bir parçasıdır.
Evimi aramak için gelen emniyet mensupları, bir yayıncının, yazarın evinde ne bulabileceklerse sadece onları buldular ve suç delili olarak onları da zapt altına aldılar.
Bunlar içinde basılmış ve piyasada serbestçe satılan Ender Öndeş'in Habiba adlı kitabı, Doğan Özgüden'in Vatansız Gazeteciler kitabının ikinci cildi, Yüksel Genç'in Barış Süreci ismini taşıyan kitabı, Alman Belgelerinde Ermeni Soykırımı adlı kitabın basıma hazırlanan taslakları, Eski Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Sırrı Özbek'in yeni kitabına yazdığım arka kapak yazısı ve Ermeni Sözlü Tarih Çalışması isimli kitap taslağı da bulunmaktadır.
Önümüzdeki hafta Berlin'de ve ondan sonraki tarihlerde de sırası ile Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Colgate Üniversitesi , Los Angeles ve Michigan'da katılacağım konferanslardan önce böyle bir tutuklama ya maruz bırakılmam karşısında, hükümetin vereceği cevapların olması gerekir.
Emniyet'te tüm banka kartlarıma kredi kartlarıma el konulmuş ve adli emanete alınmıştır.
Yargılanma hakkımı hangi tarihte kullanabileceğim belirsizdir ve bunun aylarca sürebileceği herkesçe malumdur.
Bana üyesi olmakla suçlandığım örgütle ilgili hiçbir soru sorulmamış ve yalnızca yazdığım, yayına hazırladığım eserler ve yaptığım konuşma ya da katıldığım herkese açık toplantılarla ilgili yorumlar yapılarak bilgime başvurulmuştur.
Toplumsal linç kampanyası haline getirilen bu gözaltı furyasına herkesin ortaklaşa tepki göstermesi ve yasadışı uygulamalara bir son verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Selam ve sevgiler."
herşey ne kadar da masum görünüyor. öyle ..bu ülkede herkesin bir maskesi var...ve bu masumiyet maskesindende başka bir şey değildir.
Yeni yorum gönder