Keder göğsümü sıkıştırıp ezdiğinde; Derim ki: Belki dağılırlar günün birinde; Yoldaşım bir kedi, sadık dostum Kitaplar, lambaysa sevgilimdir (Ahmed Ibn Fâris, ö. 932)
Kediler kadim zamanlardan beri insan hayatının içerisinde yer alıyor. İstanbul’un en güzel ve sakin mekânlarında her an rengârenk kedilerle karşılaşmak mümkün. Eyüpsultan, Üsküdar, Süleymaniye, Kocamustafapaşa, Sarıyer, Beşiktaş her nereye gidersek bir cami avlusunda, bir mezarlıkta, sokak aralarında bize tebessüm ettiren bir kediye rastlarız. Hemen herkesin kedilere dair bir anısı, onlarla bir hikayesi, hayatına dokunan bir yanı, belki de yoldaşlığı vardır. Tıpkı Azra Erhat’ın çocukluk anılarının kahramanı, bir gün gidip bir daha geri dönmeyen Pisiağalar’ı, Atasoy Müftüoğlu’nun Prens’i, Arif Bilgin’in Pamuk’u, bizim evimizin neşesi Boncuk’umuz gibi. Bazı mekânlar oranın sahibi kabul edilen kedilerle sembolleşmiştir. Kediler çocukluk dönemlerimizin en önemli kahramanlarıdır. Çoğumuz, içerisinde kedilerin yer aldığı hikayelerle büyümüşüzdür. Çizmeli Kedi masalını bilmeyen hemen hiçbir çocuk yoktur herhalde. Kediler evlerimizin şen şakrak misafirleridir aynı zamanda. Kedi tutkusunun ve sevgisinin tarifi mümkün değildir pek çok insan için.
Mumyalanmış kediler
Haliyle, hayatımızda böylesine önemli bir yere sahip olan kadim dostumuz ile ilgili geniş bir literatür de oluşmuş zamanla. Kedilere dair hikâyeler, şiirler, şarkılar, deyimler, atasözleri, fıkralar yazılmış, okunmuş, anlatılagelmiş. İnsanoğlunun bu dostuna karşı ilgisi sadece edebiyatla sınırlı da kalmamış, geçmişte ona kutsal anlamlar da yüklenmiş. Vaktiyle Orta Anadolu’ya yaptığım bir seyahat sırasında ziyaret ettiğim Aksaray Müzesi’nde karşılaştığım kedi mumyaları beni hayli etkilemişti. Müzede antik dönemden kalma çok sayıda insan, bebek mumyalarının yanı sıra birkaç tane kedi mumyası da sergileniyordu. Kedilerin insanlar tarafından sevildiğini bilirdim, ama bu mumyalar kedinin insanoğlu için ne kadar muazzam bir değere sahip olduğunun geçmişten bugüne yansıyan en somut göstergeleriydi.
Şark kedisi
Önemli tasavvuf araştırmacılarından rahmetli Annemarie Schimmel’in Şark Kedisi adlı kitabını okuduğumda, müzede gördüğüm mumyaları da düşününce, kedinin Doğu toplumu özelinde kadim zamanlardan bu yana insan hayatında muhtelif yönlerden edindiği konumu bir kez daha anlamış oldum. Schimmel: “Şark kedisi çeşitli formlarda ortaya çıkar. Masallarda ve şiirlerde dolaşır, saraylara ve sufî dergâhlarına yerleşir, minyatürlerde görünür, doğa bilimleri tarafından incelenir ve büyülerde kullanılır, kısacası, her zaman yeniden gizem kazanır, insancıl, insanüstü ve büyüleyici olur” cümleleriyle tanımladığı şark kedisinin muhtelif toplumlardaki yerini ana hatlarıyla ele almakta, bu argümanlar çerçevesinde şark metinlerinden derlediği kediye ait imgelere yer vermektedir.
Schimmel’e göre, kedi İslamiyet öncesi dönemden beri Şark toplumunun hayatında önemli bir yere sahipti. Bu sevimli hayvan Eski Mısır’da kutsal kabul edilmekteydi. Efsaneye göre Tanrı Ra’nın kızı Tafnut’un kendisini takip etmek üzere gelen Thot’a altın renkli bir kedi şeklinde görünmüştü. Kedinin kutsallığı Mısır’da çok yakın dönemlere kadar devam etti. Kedi Müslüman toplumda da ayrıcalıklı bir yere sahip oldu. Hz. Peygamber’in kedilere muhabbet duyduğu, kedilere sevgisi nedeniyle Ebû Hureyre’yi övdüğü bilinmektedir.
Öyle ki, zaman içerisinde kedi sevmenin imanın bir parçası ve imanı kuvvetlendiren etkenlerden birisi olduğu dile getirilmiş, kedilerin alnındaki lekeler Hz. Peygamber’in okşamasıyla ilişkilendirilmiştir. Yine, Hz. Peygamber’in namaz kıldığı sırada üzerinde uyuyan kedinin rahatsız olmaması için elbisesinin eteğini kestiği yönündeki rivayeti de İslam kültüründe kedinin sahip olduğu konumu ortaya koyan bir yaklaşım olarak değerlendirmek mümkündür. Biraz da İslâm medeniyetindeki bu konumuyla ilişkili olsa gerek, kediler İslâm tarihi boyunca âlimlerin, şeyhlerin en iyi dostu olmuşlardır. “Alimlerin yaşadığı evde kedi de âlim olur” sözü muhtemelen bu anlayışın bir ürünü olsa gerektir. Muhtelif yüzyıllarda çizilen minyatürlerde derviş ve kedi imgesi sık sık işlenmiştir.
Yeni yorum gönder