Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

			

Üye Eleştirileri


Üye Eleştirileri

Makedonya 1900 kitabını mutlaka okuyun...

Necati Cumalı
Cumhuriyet Kitapları

2008´in Kasım ve Aralık aylarında, Fransızların BBC World gibi, uluslararası yayınlar için kullandıkları TV5 kanalında "LE DERNIER SEIGNEUR DES BALKANS" (Balkanların Son Efendisi) ismiyle bir mini dizi yeniden yayınlandı. 2005 tarihli. Film senaryosu, Viran Dağlar kitabı temelinde hazırlanmış. Fransızların entellektüel merakına şapka çıkardım. Onlara bu kadar yabancı bir konu için para koyup, proje üretmeleri ve film yapmaları çok enteresan. Necati Cumalı´nın Makedonya 1900 ve Viran Dağlar kitaplarını hepimiz okumalıyız. Necati Cumalı´daki gerçekçilik, sadelik ve duygu derinliği dikkat çekici. Osmanlı´nın son döneminde Balkanlar´daki durum ve duygular nasıldı?

Necati Cumalı, çok özel bir pencere açıyor okuyucuya... Makedonya 1900 üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin insanları kendisine çekiyor. Hem büyük bir keyifle, hem de hüzünle okudum.

Mutlaka okuyun ve mutlaka okutun!

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Üye Eleştirileri Yazıları

Roman hakkında bir şeyler yazmak gerektiğinde “bizde” izlenen usul, çoğunlukla yazarın dünyası ve kendisi hakkında oluşmuş genel kanaat üzerinde kanat çırpmayı gerektirmeyen bir uçuşla yazarla (ya da politik olarak mahkum edilmiş bir yazarsa “çoğunlukla”) aynı gökyüzünü paylaştığı izlenimi veren satırlar arasında süzülmektir. Ne de olsa böyle bir usulde romanı okumak da gerekmez.

Kitabın ismindeki aşkı görünce hem ilgimi çekmiş hem de romantik bir şeyler okuyacağımı düşünmüştüm. Ama kitabı okumaya başlayınca hiç de öyle olmadığını görüp, bir günde okuyup bitirdim. Çok az kitapta yaşadığım o nefessiz kalmayı yaşadım. Dostoyevski'nin Suç ve Ceza´sında ki çarpıcılığı hissettim. Tam evet tam bir aşk romanı! Aşkı en çarpıcı ve vurucu biçimde anlatmış.

Felsefe devrimsel değil birikimsel bir süreçtir ancak bu birikimli yapının bazı devrimcileri vardır. Marquis de Sade işte bu devrimci filozoflardan biridir, hatta en başta gelenlerindendir, çünkü de Sade dokunulması en güç şeye dokunmuştur, en büyük tabuyu devirmiştir.

'Hatıra' sözcüğü hep tek yumurta ikizi 'Hüzün'le gelir insanın aklına. Öyle ki, ne kadar hoş, ne kadar eğlenceli anlarınızı hatrınıza getirirseniz getirin, attığınız en şiddetli kahkahaların ardından çöküverir o hüzün üzerinize. Bir daha o günlere dönemeyecek olmanın hüznü. 'İstanbul Hatırası' da tam böyle bir kitap.

Christopher Priest’ın bol ödüllü fakat ülkemizde ancak film uyarlaması ile adını duyurabilmiş ve hala daha pek de okunmamış romanı bizi eğlencenin kanlı canlı olduğu zamanlara götürüyor.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.