Dosya Arşivi
Dosya
//php print_r ($fields); ?>
Hayatımı değiştiren kitapları listeleyebilmem çok zor. Benim bugüne gelebilmemin arkasında çok çeşitli etkenler, unsurlar var çünkü. Bu sebeple “bu kitabı okudum, şöyle değiştim” demek diğerlerine haksızlık olur. Faulkner “bu kitapta ne anlatmak istedin?” diye soranlara çok kızarmış.
//php print_r ($fields); ?>
Birbirlerine düşman iki kişi gemiye binerler; üstelik aynı gemiye. Birbirlerinden olabildiğince uzakta durmak için, biri geminin pruvasına, diğeri de kıça geçer. Ve oldukları yerden kıpırdamazlar. Gemi ansızın bir fırtınaya yakalanıp batmaya başladığında, kıçta duran, gemicilerden birine geminin önce hangi taraftan batacağını sorar. “Pruvadan,” olur cevap. Adam rahatlar.
//php print_r ($fields); ?>
Guernsey adası Fransa ve İngiltere arasında yer alıyor ve İkinci Dünya Savaşı’nda Alman işgaline uğramış. Adanın sakinleri Nazilerle geçirdikleri günlerde hayata tutunmak için bir kitap kulübü tesis ederler. Ne var ki insanların bir araya gelmesi işgal yasalarına göre yasaktır ve bunu aşmak için tuhaf yöntemler izlerler.
//php print_r ($fields); ?>
-Elfen Lied animesinin giriş şarkısı Lilium eşlik edebilir bu yazıya.-
“Napoléon’un kılıcıyla yaptığını ben kalemimle yapmak istiyorum”
//php print_r ($fields); ?>
İnsanlık dünya var olduğundan beri türlü felaketlerle karşı karşıya. Bazı topraklar, coğrafya kaderdir sözünü doğrularcasına yüzyıllardır tekrarlayan doğa olaylarının acısını çekiyor. Depremler, heyelanlar, kasırgalar bu toprakların kimliği haline gelmiş. İnsanlar yaşamlarını coğrafi olaylar doğrultusunda düzenlemek zorunda kalıyor.
//php print_r ($fields); ?>
Dünya yepyeni bir hadiseyle meşgul birkaç aydır; kapının dışında durmak bilmeyen bir akıştan, pencerelere çekildik. O açıklıktaki cereyandan çarpıldıkça çarpılıyoruz şimdilerde. Yerküre nüfusu ilk defa aynı anda virütik bir meselenin her aşamasına hâkim, mutasyonunu dört gözle bekliyor. Cânım bağışıklığımız bizi yarı yolda bırakmasın diye organlarımızı şımarttıkça şımartıyoruz.
//php print_r ($fields); ?>
Korku, çocuklarda olduğu kadar her yaştan insanın yaşadığı temel duygulardan birisi. Anlamlandırılamayan, sonucunu öngöremediğimiz bu ruhsal anlar hiç şüphesiz her insanın hayatının çeşitli aşamalarında değişerek varlığını sürdürür. Çocuklardaki korku ise bir yetişkininkinden bambaşka ve daha fantastiktir.
//php print_r ($fields); ?>
Osmanlı Devleti’nin kuruluş dönemine dair ilgi, Diriliş Ertuğrul ve Kuruluş Osman gibi dizilerin de etkisiyle son günlerde iyice arttı.
//php print_r ($fields); ?>
Safveti Ziya, 1875 yılında, varsıl bir ailenin çocuğu olarak İstanbul’da dünyaya gelmiş. Dönemin yüzü Batıya dönük hocalarından özel bir eğitim aldıktan sonra Galatasaray Sultanisi’ne girmiş ve burada kendisini entelektüel manada geliştirecek bir topluluğun parçası olmuş.
//php print_r ($fields); ?>
Sabitfikir’in Mart sayısında yayınlanan ve Fatih Balkış’ın Karaçam Ormanı’nda kitabını ele aldığım yazının girişinde, Kafka yayınevinin diğer Türkçe edebiyat eserlerinden bahsederken Cahide Birgül’ün de adını anmıştım. Bu defa, müstakil bir yazı ile, ilk baskısı 1998’de yapılan yazarın ilk romanı Gölgeler Çekildiğinde üzerine konuşalım isterim.