Dosya Arşivi
Dosya
//php print_r ($fields); ?>
Keşfet'in bu ayki konuğu Cüneyt Cebenoyan.
Sizlere keşfetmeniz için Sophokles'in Kral Oidipus adlı kitabını öneriyor, hem de kendi el yazısıyla!
Bu kitaptan altını çizdiği cümle ise şu: "Ey gün ışığı, bu seni son görüşüm olsun! Doğurmamalıydı beni doğuran, birleşmemeliydim birleştiğimle, öldürmemeliydim öldürdüğümü..."
//php print_r ($fields); ?>
Her okurun bir yazarı çok sevmek için son derece haklı ve bir o kadar özgün gerekçeleri vardır şüphesiz. Yola bu bilinçle, SabitFikir okurlarının edebiyatın öne çıkan yazarlarını neden sevdiklerine ilişkin bir tartışma başlatmak için çıktık. İlk soruyu da o yazar üzerine çalışmalar yapmış bir isme yönelttik. Öyleyse soruyoruz: Siz Adalet Ağaoğlu'nu niçin okuyorsunuz?
//php print_r ($fields); ?>
Avrupa, bugün dünyanın her tarafına yayılmış olan küresel kültürün yüzyıllar boyunca şekillendiği merkez olarak, 20. yüzyılda trajik kabul edilebilecek pek çok değişim yaşadı.
//php print_r ($fields); ?>
Dünyaya düşmüş karakterleri ve dünyaya fırlatılmış haliyle Samuel Beckett, en iyi nasıl anlatılabilir? Hem de hiç Beckett okumamış ya da onun hiçbir oyununu izlememiş birine? Elbette bunun için birçok farklı yol bulmak mümkün ama yollardan belki de en eğlencelisi, yazarı çizgilerle anlatmak olabilir.
//php print_r ($fields); ?>
Şikayet etmekte haklılar, devam da edecek bu serzenişler ama artık kabul edebiliriz sanırım; mektubun yerini çoktan aldı e-posta, geri dönüş artık zor gibi. Nasıl ki başında “i” olan ürünleri daha çok kullanmaya başladık, bununla birlikte başında “e” olan teknolojilerle de daha çok haşır neşir oluyoruz – ister istemez. Bir diğer örnek de e-kitap hiç kuşkusuz...
//php print_r ($fields); ?>
Bir ara, İstanbul’un karmakarışık merkez semtlerinden birinde oturuyordum; ama söz konusu kiralık daire, kıyıda köşede ender kalmış yeşili bol bir bölgedeydi. Etraftaki trafikten azade sokakları, araba garajından çok bahçeye ayrılmış alanları sebebiyle yeşilinin bolluğuna –elbette– kedi bolluğu da eşlik ediyordu.
//php print_r ($fields); ?>
Her okurun bir yazarı çok sevmek için son derece haklı ve bir o kadar özgün gerekçeleri vardır şüphesiz. Yola bu bilinçle, SabitFikir okurlarının edebiyatın öne çıkan yazarlarını neden sevdiklerine ilişkin bir tartışma başlatmak için çıktık. İlk soruyu da o yazar üzerine çalışmalar yapmış bir isme yönelttik. Öyleyse soruyoruz: Siz Albert Camus'yü niçin okuyorsunuz?
//php print_r ($fields); ?>
İyi hatırlıyorum, Patti Smith’in 1999’daki İstanbul konserinde önümde iki kız oturuyordu. 14 -15 yaşlarındaydılar. Sahnede Patti Smith enfes bestelerini çalıp çok iyi bir performans gösterirken, ikisi bir türlü yerlerinden kalkamıyor, heyecanlanamıyor, “coşamıyorlardı.” Bunun farkına vardım, çünkü Because The Night başlayınca birden durum değişiverdi.
//php print_r ($fields); ?>
Sylvia Plath nasıl bir çocuktu dersiniz? Peki ya Ernest Hemingway veya Flannery O'Connor? Bu soruların cevaplarını merak eden okurlar için Flavorwire yazarların çocukluk fotoğraflarını derlemiş. İşte o fotoğraflar:
//php print_r ($fields); ?>
Herkes hikayesini anlatmak istiyor. “İşte benim hikayem’’, “Hikaye sensin” sloganlarıyla ilham dağıtma, bir şeyleri pazarlama, başarı, kariyer, mutluluk satma çağındayız. Büyük, olağanüstü hayat hikayelerine gerek kalmadı artık. Kişisel ve spiritüel gelişim fikir ve ürünlerinin artışının/yayılmasının da etkisiyle her türlü hikaye birer ihtiyaç objesine dönüşmeye başladı.