Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar



Süper Kahramanlardan Vasat Kahramanlara: The Umbrella Academy

Geçtiğimiz günlerde ilk sezonu Netflix’te yayınlanan The Umbrella Academy son birkaç yıldır dizi ve filmlerde sıkça karşılaştığımız tipik süper kahraman maceralarından sıkılanlar için alışılmadık karakterleri ile dikkate değer bir alternatif olacak gibi.



TEK SERVETİM KANIMDIR

Bir Çinli için kan vermek bize tuhaf gelecek kadar hayati ve sembolik bir davranış. Yu Hua’nın romanının gücü de bu jestin sembolik değerinden geliyor.

 



Yetimlik, Güçsüzlük ve Hınç Hakkında

Yıllar önce Hatice Meryem’in İnsan Kısım Kısım Yer Damar Damar’ını okuduğumda bir hazineyle karşılaştığımın farkındaydım. Bu romanda “Sıradan Bir Eteğin Harikulade Geçmişi” başlıklı kısacık bir bölüm vardır. Bir eteğin satın alınışından toz bezine dönüşene değin geçirdiği sergüzeşti anlatır.



Yerli Polisiyenin Hası: Moda Cinayetleri

Moda Cinayetleri’nde hikâye, jeoloji profesörü Aziz Aksoy’un genç esiyle güzel bir gece geçirme hayaliyle Kadıköy çarşısından alışveriş yapmasıyla başlıyor. Eve döndüğünde kapının kilitlenmediğini fark eder. Salona girdiğinde profesyonel bir katil tarafından susturuculu tabancayla, eve sonradan gelen eşi de tecavüz edilerek öldürülür.



Olağanüstü beyefendilerin edebi maceraları

Kaynağını şu an hatırlayamadığım bir alıntıda anlatıcı, yazar Alan Moore’un hikâyelerini dünyaya anlatabilmek için çizgi roman mecrasını seçmesinin, çizgi roman okuyucuları için bulunmaz bir nimet olduğunu belirtiyordu.



Sezen Tansuğ'un Şenlikname Düzeni

Türk sanat tarihinin en önemli eleştirmenlerinden Sezer Tansuğ’un Şenlikname Düzeni isimli eseri uzun bir aradan sonra yeni baskısıyla okurlarla buluştu. Everest Yayınları’ndan çıkan kitabı yayına hazırlayan ve önsözünü kaleme alan Sezer Tansuğ Sanat Vakfı Başkanı Ömer Faruk Şerifoğlu.

 



Hatırlamak Kaçınılmaz, Üzülmek Faydasızdır

Sınıfın arka penceresinden sıvışıp kaçmak gibiydi. Ama sonunda ne tek ayak cezası ne de dayak vardı. Üstelik kimselerin ruhu duymuyordu. Ben kendim bile her defasında sonradan bilincine varıyordum bu maceranın. Yolculuğun süresini hesaplamayı asla aklımdan geçirmiyordum. Çünkü buna neden gerek duyayım ki, değil mi? Hoş, merak etseydim de hesaplayamazdım, o da ayrı. Neyse.



Yerin müntehiri ve düşün mültecisi: Gérard de nerval

Ruhunuz... Bu âlemde, hangisi? Yalnız, tek, ayrı, başka, eşsiz, kayıp, yabancı… Çok defa iç sesimiz dış sesimize senkronize olamaz da duyumsarız bu kayıp hallerinden birini. Yalnızlığımız kadar ikna olup yarımlığımıza, asla olmadığımız o zamanı, o mekânı, o insanı ararız.



Edebiyatın Öbür Canlıları: Kediler, Kuzgunlar, Ejderhalar

EFSANELERDEN KURGUSAL EDEBİYATA EDEBİYATIN BAŞ KÖŞESİNDE: KEDİ

 

Bern’deki Paul Klee Müzesi’nde Klee’nin hayvanları konu eden eserleri sergileniyor. Klee’nin çektiği fotoğrafların döndüğü kısımda epey zaman kalıyorum, en az sergiyi gezdiğim süre kadar - fotoğraflar içime işliyor; sevgi dolu ve sakin. Ressamın deklanşörünün karşısında ise sadece kediler var.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.