Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



İdrak Ve İnşa Bağlamında Turgut Cansever

Modern sanat telakkisinin adeta “dinselleştiği” ve bunun da en önemli etkisini mimarlık alanında gösterdiği bir bağlamda yaşadı Turgut Cansever. Türkiye ekseninde bir yanda pozitivist bir dünya görüşünün diğer yanda da seküler mistik ve “yaratıcı insan” düşüncesinin egemen olduğu, “bilim”in dogmatikleştiği bir dönem.



Yürüyerek Yazan Virginia Woolf

Çağdaş Amerikan edebiyatının en parlak yazarlarından Michael Chabon’un bir söyleşisini hatırlıyorum. Yaratıcı yazma atölyelerinin desteklenmesi gerektiğini söylüyordu: “Tamam, kimse kimseye dâhi olmayı öğretemez kuşkusuz ama yazarken hata yapmamak, yazmak denen şeye ‘okur’ gibi değil de ‘yazar’ gibi bakmak pekâlâ öğrenilebilir.



JOSÉ SARAMAGO: “DİN ÖLÜMDEN BESLENİR”

José Saramago (Azinhaga, 1922) yeni bir roman yayımladı. İsmi “Las Intermitencias de la Muerte”. Bu kitabının Nobel’den beri yazdığı en iyi eseri olduğunu düşünüyor.



HER BAŞARILI ROMAN BİR HALÜSİNOJENDİR!

Görünmeyen, dünyadaki birçok eleştirmen tarafından yılın en iyi romanları arasında sayılmakla kalmadı, birçok eleştirmen tarafından Paul Auster’in en iyi romanı olarak kabul edildi.



Bir klişe olarak “ölümden önceki -kaliteli- hayat”

İki genç balık birlikte yüzüyorlarmış. Yanlarından geçen yaşlı bir balık başıyla onlara selam verip, “Günaydın çocuklar. Su nasıl?” diye sormuş. Biraz daha yüzdükten sonra genç balıklardan biri diğerine dönmüş ve sormadan duramamış:
“Su da neyin nesi?”

Son zamanlarda sıklıkla duymaya başladık: Ölümden önce hayat var mı?



Palahniuk’un porno kulübü

“Uzun zamandır bu konu hakkında iyi bir roman okumamıştık,” diyebileceğiniz başlıklar vardır: İkinci Dünya Savaşı, kedilerin gizli hayatı, işgal altındaki İstanbul veya takıntılı aşk ilişkileri. Ancak porno endüstrisini bu listeye eklemek pek az kişinin aklına gelir. En son ne zaman bu konuda, porno hakkında bir roman okumuştunuz? Hem zaten nedir ki bu sözcüğün, pornonun anlamı?



İnsanlık Tarihinin En Kötü Kararları

Benim tarihin insanlara acı çektiren kısmıyla kurduğum ilişki “Bir insan bunu neden yapar ki” ve “Neden kimse engel olmadı” cümleleri etrafında döner. Tarihsel sürece bütünüyle hâkim olmak isterim. Yeterli akademik alt yapıya sahip olmadığımı düşündüğüm için zekice yazılmış ve olayların iyi analiz edildiği ancak kolay okunan metinleri tercih ederim.



Şiir Parantezi Kapanmadı Behçet Necatigil'in

Hayat parantezi 1916’da İstanbul’un Fatih semtinde, Atik Ali Paşa’da açıldı Behçet Necatigil’in. Sonra parantezin içerisine bir başka şehir girdi: Kastamonu. Zeki Ömer Defne’nin zilleri çalarken derslere bir bir girenler arasında o hassas ortaokul öğrencisi de vardı. Evlerden, kırlardan, denizlerden duyulan bu ses zil değil şiirin tınısıydı.



Freud'u okumak

"Freud'un kitapları çok ağır, hiçbir şey anlamıyorum", "Psikanaliz hep böyle sıkıcı mı?", "Psikanalizi anlatan kitapların dili hep böyle karmaşık olmak zorunda mı", "Psikanalizi çok merak ediyorum ama okudukça kafam karışıyor" gibi cümleleri birçoğumuz duymuş veya içimizden geçirmişizdir.

 



Son Minyatürcü: Kunal Basu

“Sanatçı, gözün göremediğini görendir.”

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.