Arşivi
// En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Hiç unutmam yıllardan 1994. Günlerden, Orhan Pamuk'un Yeni Hayat'ının yayımlandığı ilk gün. Taksim'de iki kişiden birinin elinde Yeni Hayat var, diyorlar. Evet, mübalağa ediyorlar biraz ama kızılca kıyametin koptuğu doğru. Kopuyor çünkü Orhan Pamuk, edebiyat okurunun sularından çıkıp çoksatar yazar olma yoluna giriyor o gün iyiden iyiye.
//php print_r ($fields); ?>
Evet Dan Brown yazdı, bir best ve longseller daha, kutlu olsun! Ocak 2013’te adını açıkladı yazar kendi web sitesinde kutlu eserinin, sonra şubatta kitabın kapağını gösterdi bizlere. Sonra “Tapınakçı Cehennemi: İsyanın Şövalyeleri” adlı kitap zaten yardımcı kitap olarak daha önceden bildirilmiş ve basılmıştı.
//php print_r ($fields); ?>
Buyurunuz habere: “Paul Auster reklam yapıyor”. Kim demiş, Ölüm Pornosu’nun ve Dövüş Kulübü’nün yazarı Chuck Palahniuk, demiş.
//php print_r ($fields); ?>
Terry Eagleton’ın Edebiyat Olayı sıcağı sıcağına Türkçede. Eh, her şey bir yana Türk yayın dünyası için bu da kendi başına bir olay.
//php print_r ($fields); ?>
V.S. Ramachandran, Hintli bir nörolog. İçine doğduğu doğu felsefesi ve Hindu gelenekleri çerçevesinde ona “benlik” kavramının bir yanılsama, bir tür peçe olduğunu öğretilmiş. Aldığı Batı kaynaklı bilimsel eğitim, yaptığı çalışmalar ve türlü çeşit deneyler ise yıllar sonra ona beklenenin aksine bu “yanılsama”nın gerçekliğini işaret eder olmuş.
//php print_r ($fields); ?>
Elif Şafak, yeni romanıyla yine karşımızda. Mevsimsel olarak durgun geçmesi beklenilen bugünlerde, edebiyat gündemi bakımından oldukça yoğun bir haftaydı geçirdiğimiz ya, Şafak’ın romanı tabii hepsini bertaraf etti. Edebiyat haberlerinde ilginç bir ters oran var şahsen tespit ettiğim. İçinde edebiyat ne kadar azsa, haber o kadar ses getiriyor sanki. Elif Şafak’ta da hep böyle oluyor.
//php print_r ($fields); ?>
Ey okurlar ve cümle bilinçsiz yazarlar, “ tarihi mitolojik unsurların yaşam tarzlarından örnekler vererek kişisel ve objektif olmayan gerçek dışı yorumlarda bulunma”nın suç olduğunu biliyor musunuz? Biliyor olamazsınız zira siz genel olarak buna edebiyat diyorsunuz, hatta bu bakış açısıyla edebiyatı türlere bile ayırıyorsunuz.
//php print_r ($fields); ?>
Popüler tarihin bizi götürdüğü yer neresidir? Daha doğrusu bir takım kalıplaşmış, hatta resmileşmiş tarihi yanılgıları irdelemek, tarih içinde onların izini sürmek bugüne ne verir?
//php print_r ($fields); ?>
Genç ve hevesli bir edebiyat gazetecisiydim bir zamanlar. Edebiyat söyleşilerinin yeri ayrıydı benim için. Okuduğum metnin yazarıyla bir araya gelmek, aklıma takılanları sormak, bir iki saat de olsa edebiyatın derinliklerine dalmak bir yana, içimdeki magazin kuşunu da beslerdi bu söyleşiler.
//php print_r ($fields); ?>
İşçiler ayakta, küçük esnaf geleceğini yitirdi yitirecek, emekli dullar televizyonlarda başka emekli dulları aramakta, gençler tuhaf yetenekleriyle kısa yoldan para kazanma yolunu seçmişken; televizyon yıldızları mafyayla tuhaf bir iktidar birlikteliği içinde, bürokratlarımız mahalle kavgası tarzında üstümüzde yavaş yavaş tepinmekte ve çocuklar şarkı yarışmalarında gün be gün hayattan ve gelece