a
Gece olur, ut çalardı yıldızlar
Bakır renkli sularla akardı gök
Ay tülden giysisine bürününce
Sabah olur kaybolurdu hece hece
Çocukluğu elmasa çeviren gece
Düşünceleri soyunca giysisinden
Büyürdü kuşların ovası
Derin dağlar arasında
Ceketini sırtına atınca yollar
b
Geçmiş gelecek bugün, o sonsuz ürperti
İçimizdeki esinti o soyut türkü
Biçimleyen sestir bizi derinden
(Çocukluk ve Kır Şiirleri’nden)


Metin Cengiz (1953) ve 80 Kuşağının birçok şairi, Türkçenin büyük şiir birikimin havuzunda yetişti. 80 öncesinde eylemin ateşli sözlerinin büyüsünde kalmışlardı. Düşünce ve davranışlarında “biz”i bir kutsal umut hanesine çıkarıp “ben”i bastırarak ortaklaşa kalkışmanın dünyasına katılabileceklerine inanmışlardı. Şiir, bu inanca hizmet ediyorsa vardı, yoksa beyhude bir çabanın anlamsız ürünü olarak algılandı, 80 öncesi şiire başlayanlar arasında. Kaba politik bakış şiirin hassas dokusunu ezmiş, kendine özgü evrenini hoyratça örtmüştü. 80 sonrasında kendi sesinden ya da birkaç çığlıktan başka kimsenin sesinin duyulmadığı faşist, kaotik ve atomize bir evrene düştü şair. Travmatik bir yaşantının ortasına. Özelliğini tanımadığı kendi sesinin muğlak da olsa karşılığını bu havuzdaki seslerde aradı. Havuzda yararlanılacak her türlü ses ve şiir malzemesi vardı. Bu malzemeler şahsi bir deneyimden doğmuş olsa da şiirin büyük kazancıydı kuşkusuz. Ama şiirin “şahsi” olduğu gerçeğini kavradıkları anda havuzdan çıkmak, havuza ait etkilenmeleri içselleştirip benliklerine uygun hale getirmek, başka deyişle şahsileşmek çabaları şiirsel çırpınışlarının asıl yönü ve belki de biricik devinimi oldu.
Metin Cengiz, bu şairlerin en hamaratlarındandır. Sonsuzluk Çiseler Durgun Sularda adlı Bütün Şiirleri 1’deki son iki kitabı Şarkılar Kitabı ve Gençlik Çağı etkiyi en aza indirmek ve kendi sesini, onun deyimiyle “imla ve ünlem”ini kurma çabasında hayli emek yoğun çalışmalar olabildi. Gençlik Çağı adlı yapıtı kendi sesini en iyi bulduğu çalışması oldu. Bu kitapta, hem ukdesinin kaldığı yere geri dönüşü hem de yeni bir başlangıcı vurgulayarak başlıyordu: “bir zaman gelecek anılmayacak yol eri/ kitaplarda yazılı büyük sır yayılacak/ sokaklarda, çalgıcı tınlatacak kadehini/ selamlar toplayacak şirden şair, aynaya/ tertemiz yüreklerdeki gür görüntü düşecek/ yepyeni fırtınalarla yeniden lavlayacak/ kanını, bu gençlik çağı olacak şairin”. Şiirde hem şahsilik hem de başlangıçtaki devrimci ukde, yeni bir heyecanla anılıyor ve temiz bir sayfa açmaya kararlı bir birey beliriyor. Gençlik Çağı’nın son bölümü olan “Meseller” ise “erken” ustalaşmış bir şairin hikmet denemeleri olarak okunabilir.
Metin Cengiz’in yeni dosyasından aldığımız bu şiir, şairin ömür çağlarına olan ilgisini sürdürmesinin yeni bir temsili. Giderek daha lirik, daha yalın, daha şahsi ve daha pastoral.

Yeni yorum gönder