Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

2010'dan geriye kalan




Toplam oy: 1369

2010 yılı, edebiyat dünyası, daha da genişleterek söylersek kitap dünyası için kuşkusuz Avrupa Kültür Başkenti merakıyla başladı. Ayrılan büyük bütçe, büyük beklentileri de beraberinde getirdi getirmesine ama; Edebiyat Komitesi başkanı Ahmet Kot'un her şeyden önce muhafazakar bir hükümetin tahsisatıyla oraya gelmiş olması kimi çevrelerin eleştiri oklarını -çalışmalar başlamadan dahi- o tarafa yöneltmeye başlamıştı bile.

 

İlk olarak Sezer Duru'nun; Paul Auster'ın da aralarında bulunduğu pek çok yazarı cüzi bir miktarla ülkemizde ağırlayacağı projenin reddedilmesi yankı uyandırdı. Tüm 2010 sürecinde olduğu gibi Ajans bunun için de kimi hukuki açıklamalar yaptı, ancak makul paralara proje üretme göreviyle orada bulunan komitenin bu projeyi niçin reddettiğine dair tatmin edici bir cevap alınamadı. Bu esnada diğer komitelerde patlayan skandallar, ajanstan edilen sürpriz istifalar, elbette Ahmet Kot ve ekibinin de işine yaramıyordu, 2010 Avrupa Kültür Başkenti imajı zedelenmeye başlıyordu.

 

Adı eşiyle ilgili yolsuzluk mevzularına karışan Ahmet Kot, ortamı orta halli projelere boğunca, kulislerde Kot'un yetersizliği konuşulmaya başlanmıştı ki; Avrupa Yazarlar Parlamentosu tüm bu tatsız ortama tuz biber ekti.

 

Parlamento'nun açılış konuşmasını yapmak için İstanbul'a davet edilen Nobelli yazar V.S. Naipul'un İslam karşıtı görüşleri, entelektüel camiamızı ikiye böldü. Ülkemize gelmemesi gerektiği kimi medya organlarında yüksek sesle söylenen Naipul, bekleneni yaptı, Parlamento'ya katılmaktan vazgeçti.

 

Naipul gelmedi gelmemesine ancak Parlamento'ya damgasını vuran yine bu olay oldu. Yabancı basında da hayli yankı bulan Naipul hadisesi, Parlamento sonunda yayımlanan deklarasyonda “Dünyada, Avrupa’da ve Türkiye’de yükselen hoşgörüsüzlük çerçevesinde, V.S. Naipaul’un katılımının olanaksız kılınmasını kınıyoruz” sözleriyle yer buldu.

 

KİTAPLAR ŞEKİL Mİ DEĞİŞTİRİYOR?

 

İstanbul’un 2010 Avrupa Kültür Başkenti unvanı kapsamında gerçekleştirilen etkinlikler bütün ilgiyi üzerine çekmiş gibi görünse de, kitap ve yayın dünyası açısından bu yılın belki de en önemli gelişmesi Türkiye’nin e-kitap’la tanışması oldu.

 

Yazar, okur, yayınevi, matbaa, dağıtımcı, kitapçı, kısaca kitap ve yayın dünyasını her açıdan etkileyecek olan bu gelişmenin öncülüğünü İdefix.com üstlendi. 15 Nisan’da Can Yayınları'nın da işbirliğiyle düzenlenen açılış kampanyasıyla e-kitabı Türkiyeli okurla tanıştıran Idefix.com'un ardından D&R da bu işe girdi, TTNET'in de girme planlarının olduğu konuşulanlar arasında. Öte yandan Yayıncılar Birliği şimdilik herhangi bir e-kitap girişimini destekler görünmüyor. Söylenenlere bakılırsa bunun nedeni, yönetim kurulunun bir e-kitap dağıtım platformu oluşturma hedefi.

 

E-KİTAP YILA DAMGASINI VURDU

 

Türkiye'den ilk e-kitabı, Van'da yaşayan bir öğretmenin alması yeterince manidardı ancak yılın ikinci yarısı boyunca “E-kitap basılı kitabı öldürür mü?”, “E-kitap faydalı mı zararlı mı?” konulu paneller düzenlendi; Yayıncılar Birliği mevcut e-kitap satışının karşısında durdu. Beklenenden az sayıda yayıncının süreçte yer alması da, okur beklentisini karşılamak konusunda pek yardımcı olmadı elbet...

 

ABD'de ise yükseliş ibresi e-kitabı gösteriyordu. Geçen aylarda, dünyanın en büyük çevrimiçi kitap ve müzik satış merkezlerinden Amazon.com, tarihinde ilk kez e-kitap satışlarının basılı nüsha satışlarını geride bıraktığını açıklamıştı. Yılın ilk yarısındaki e-kitap satışının, geçen yılın aynı dönemine kıyasla üç kat arttığını söyleyen şirketin CEO’su Jeff Bezos’un, yılın ikinci çeyreğinde ABD’de sattığı her 100 basılı kitap için 143 e-kitap sattıklarını ifade etmesi dünya ölçeğindeki durumu gösteriyordu. 2010’da Frankfurt Kitap Fuarı kapsamında gerçekleştirilen 2500 etkinliğin 350'si dijital alanla ilgiliydi; yıla damgasına vuran pek çok kitap basılı haliyle aynı anda e-kitap olarak da yayımlanmıştı.

 

DİJİTALLEŞME TEHDİT Mİ?

 

Dijitalleşme, yalnızca e-kitap formunda sarsmadı kitap dünyasını. Çağın iletişim araçlarının başlıcaları edebiyat dünyasında yer edinmeye meyillenirken, edebi üretimin araçlarının değişip değişmeyeceği sorusu da yavaş yavaş gündemde yer edinmeye başlamıştı: Ahmet Ümit, Everest Yayınları tarafından yayımlanan İstanbul Hatırası romanı kitapçı raflarındaki yerini almadan önce, 10 gün boyunca romanının birer sayfasını Twitter'dan yayımladı, Okuyan Us Yayınları blog yazarlarını bir araya getirip “Dizüstü Edebiyat” adıyla kitaplarını bastı, giderek popülerleşen sosyal paylaşım sitesi Twitter “Twitterature” adıyla yeni bir janr yarattı... Tüm bu gelişmeler de, hala geleneksel anlayışın hüküm sürdüğü yayın dünyasında “Dijitalleşme bir tehdit mi?” sorusunun yer edinmesiyle sonuçlandı.

 

YILDÖNÜMLERİ

 

2010, Rus şair Boris Pasternak ile Fransız yazar Albert Camus’nün ölümünün 50. yılıydı. Pasternak 30 Mayıs 1960’ta akciğer kanserine yenik düşerek hayatını kaybetmiş, Camus’nün ölümüne ise bir araba kazası sebep olmuştu. Camus’nün, yayıncı arkadaşı Gallimard’la birlikte Paris’e dönüş yolunda geçirdiği kazayı daha da trajik kılansa, aslında Camus’nün arabalardan korktuğu için seyahatlerinde hep trenleri tercih etmesiydi; kazanın ardından cebinde, kullanılmamış bir Paris tren bileti bulunmuştu.

 

Bu, aynı zamanda Kemal Tahir, Cahit Sıtkı Tarancı, Ziya Osman Saba ve Jean Genet’nin doğumlarının 100. yılıydı. Türk ve dünya edebiyatının bu dört önemli isminin doğum yılı olan 1910, Tolstoy ve Mark Twain’in ise hayata veda ettikleri yıldı. Tolstoy’un son saatlerini Moskova’nın güneydoğusunda yer alan Astapovo’daki tren istasyonunda, istasyon şefinin evinde geçirmesi nedeniyle istasyon binası müzeye dönüştürülmüştü. 100. yıl kapsamında yeniden onarılarak açılan istasyon binası, 1910’daki görünümüne kavuşturuldu.

 

Mark Twain’le ilgili gelişme ise, yayımlanan otobiyografisiydi. Twain’in vasiyeti doğrultusunda otobiyografisi, anıları yazarın ölümünden bir asır sonra, 2010’da yayımlanmış oldu. Ancak yayımlanan yalnızca ilk cilt; çünkü Twain’in vasiyeti otobiyografinin ikinci cildinin ilki yayımlandıktan 25 yıl sonra ve son cildin de ikinci cildin yayımlanmasından 25 yıl sonra yayımlanması doğrultusunda. Bir başka deyişle Twain otobiyografisinin, anılarının tamamını, ancak 2060 yılında okuma imkânı bulacağız.

 

ÖZEL BASIMLAR

 

Yıldönümleri ve yayımlanan kitaplarla ilgili belli “kavşak”lar elbette yayınevleri için de önemli. Bu yıl içinde İngiliz yayınevi Penguin Books, kuruluşunun 75. yılını özel baskılarla kutladı.

 

Türkiye’de de İletişim Yayınları, kuruluşunun 27. yılında 1500. kitabını yayımladı; Karl Marx’ın “19. yüzyıl ortası Fransası’ndaki sınıf mücadelelerini ve bu politik mücadelelerin bir hükümet darbesiyle sonuçlanışını tahlil [ettiği]” Louis Bonaparte’ın On Sekiz Brumaire’i isimli kitabını... Tanıl Bora’nın çevirdiği, Ahmet İnsel’in “sunuş”la, Ömer Laçiner’in de “sonsöz”le katkıda bulunduğu bu özel kitabın birinci baskısı, numaralı olarak 2000 adet basıldı.

 

İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları da, 10. yılı dolayısıyla, Nâzım Hikmet’in Çankırı Cezaevinden karısı Piraye’ye yazdığı mektupların yer aldığı Çankırıdan Pirayeye Mektublar’ın tıpkıbasımını yaptı. Bu özel basımla ilgili yayınevinden yapılan açıklama şöyle: “Nâzım Hikmet’in ‘Karıcığıma geç kalmış bayram hediyesi…’ diyerek, 1940 yılı Kasım ayında, ‘Çankırıdan Pirayeye Mektublar’ başlığıyla yolladığı ve şairin Çankırı Cezaevi’nde yatarken kendi elyazısıyla ve dolmakalemle doldurduğu, çizgisiz bir defterdir. Nâzım Hikmet defteri kendi elleriyle ciltlemiştir. Tek nüsha olan bu eserin tıpkıbasımı yayınevimiz tarafından numaralandırılmış ve belli bir sayıda basılmıştır. Bu baskı şairin cezaevinde kullandığı kâğıt, cilt bezi ve kartona mümkün olduğu kadar yakın bir malzemeyle ve özel bir teknikle basılmıştır.”

 

Şiir-edebiyat sitesi Yitik Ülke de (www.yitikulke.com) kuruluşunun 10. yılını kutladı. 2006 yılında bir yayınevine de dönüşen Yitik Ülke, “Alternatif Genç Edebiyat Yayınevi” şiarına uygun olarak “80’ler çocuklarının hiç yaşlanmadığının, hep çocuk kalacaklarının bir ispatı” olarak 80′lerde Çocuk Olmak kitabını yayımladı. Kadir Aydemir’in hazırladığı bu “kuşak kitabı”nda 89 isim, 80’lerle ilgili bir “fenomen” üzerinden anılarını paylaşıyor.

 

Açık Radyo da, 13 Kasım’da 15. yaşını bitirmesi dolayısıyla bir kitap yayımladı. Açık Kitap: Yazı Kalır ismini taşıyan kitap şöyle tanıtıldı: “Açık Kitap, 15 yıllık Açık Radyo macerasının yazılı hali; aynı Açık Radyo gibi, her konuda içeriğin yer aldığı, konu ne olursa olsun tek bir dünyada hep birlikte, insanca yaşama arzusu, sorumluluğuyla ve vicdanla ele alındığı, alternatif, büyük bir ansiklopedik sözlük. 750 sayfalık kitapta yaklaşık 180 yazar-çizer-sanatçıdan 550’ye yakın madde yer alıyor.

 

İş Bankası Kültür Yayınları ve Çınar Yayınları ise usta edebiyatçı Rıfat Ilgaz’ın 100. yaşını birlikte kutladı; Rıfat Ilgaz'ın tüm kitapları oğlunun kurduğu Çınar Yayınları ve İş Bankası Kültür Yayınları işbirliğiyle basılmaya başlandı, projenin tanıtımı TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı esnasında yapıldı.

 

TÜYAP'IN PARLAK YILI

 

30 Ekim- 7 Kasım tarihleri arasında “İstanbul’u yazmak” temasıyla düzenlenen 29. İstanbul Kitap Fuarı'nın onur konuğu İspanya ve onur yazarı da Doğan Kuban’dı. 570 yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun katılımıyla düzenlenen ve dokuz gün süresince 300 kültür etkinliğinin gerçekleştirildiği fuar bu yıl 410 bin ziyaretçiyle rekor kırdı!

 

Kalem Ajans'ın özverisiyle fuarla eşzamanlı gerçekleşen Tanpınar Edebiyat Festivali'nin de etkisiyle,  fuara çok sayıda yabancı yazar da konuk oldu. Bu konuklar arasında Zagor’un çizeri Gallieno Ferri’nin bulunması, en heyecan verici buluşmalardan biri olarak anılabilir. 1001 Roman Yayınevinin organizasyonuyla İtalya’dan çok sayıda çizerle birlikte İstanbul’a gelen Ferri, fuar kapsamında gerçekleştirilen söyleşinin ardından Kadıköy’deki KargART’ta düzenlenen “Zagor Gecesi”ne de katıldı.

 

Burada bir parantez açarak, Studio Rodeo’nun ilk çizgi roman yıllığı Totem’den bahsedebiliriz. Toplam on altı çizgi öykünün yer aldığı Çizgi Roman Yıllığı 2011’de yabancısı olmadığımız öykülerin yanı sıra, ilk kez bu kitapta yayımlanan çalışmalar da mevcut. Burada özellikle vurgulanması gereken; Studio Rodeo, Türkiye merkezli özgün çizgi roman çalışmalarına, bir anlamda inatla yer vermeye çalışan bir yayıncılık anlayışının temsilcilerinden biri, –yapılan işler de ortada ama– sırf bu yüzden bile özel bir ilgiyi ve desteği hak ettiği görüşündeyim.

 

DİYARBAKIR, DEVAMI GELECEK

 

Diyarbakır, 2010'da ilk kez bir kitap fuarına sahip oldu. Kürt açılımı tartışmalarının en hararetli zamanına denk gelen bu fuar TÜYAP'a sıkıntılı günler yaşattı, ancak anlamlı bir iş yapan TÜYAP girişiminin ardında durmayı bildi, gerek yayıncıları, gerek ziyaretçileri memnun ederek bu ilk fuar macerasını tamamladı, "Devamı gelecek" dedi.

 

30 Ekim-2 Kasım tarihleri arasında bu yıl ikincisi düzenlenen İstanbul Tanpınar Edebiyat Festivali de bir hayli etkinliğe imkân tanıdı. 2009’da düzenlenen ilk festival bir anlamda bir başlangıç, bir hazırlık mahiyetindeydi, ama 2010’da, festivalin ismini aldığı Ahmet Hamdi Tanpınar’ın "Türkiye'de ve Dünyada Tanpınar Zamanı" adlı uluslararası katılımlı bir sempozyumla anılmış olması ilk festivalin eksikliklerini kapatma yönünde önemli bir adımdı.

 

2010 yılında İstanbul bir kitap fuarına daha kavuşmuş oldu. 17-22 Aralık tarihleri arasında ilk kez düzenlenen Boğaziçi Kitap Fuarı'nın mekânı, İstanbul Kongre Merkeziydi. Yayınevleri kadar sahafların da stand açabildiği fuarın en dikkat çekici özelliği, şehrin merkezlerinden birinde kurulmasıydı. Fikir güzeldi, mekan güzeldi ancak ziyaretçi sayısı öyle azdı ki...

 

"CİNSEL KİTAPLAR" BERAAT ETTİ

 

Sel Yayıncılık’ın Ocak 2009’da başlattığı “Cinsel Kitaplar” dizisinden yayımlanan dört kitap hakkında başlatılan soruşturma, kitaplardan üçüne dava açılmasına yol açmıştı. İki yıldır süren dava, 7 Aralık’taki duruşmayla son buldu ve “Cinsel Kitaplar” beraat etti. Yayınevinden yapılan açıklamanın ilk paragrafı şöyleydi: “Yaklaşık iki yıldır yargılanma süreci devam eden, eserleri “edebi” olarak niteleyen akademik bilirkişi raporlarına, ulusal ve uluslararası meslek birliklerinin çağrılarına, daha önce verilmiş örnek kararlara ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi mahkûmiyetlerine rağmen yargılanan ve en son yetişkinlere yönelik kitaplar olmalarına rağmen Başbakanlık Çocukları Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu’na gönderilen Sel Yayıncılık’ın “Cinsel Kitaplar” dizisinin üç kitabı (Genç Bir Don Juan’ın Maceraları, Görgülü ve Bilgili Bir Burjuva Kadınının Mektupları, Perinin Sarkacı) sonunda beraat etti!”

 

Yeni bir dergi: Roman Kahramanları

 

Bu yıl içinde yayın hayatına başlayan dergiler içinde Roman Kahramanları dergisinin, isminden de anlaşılacağı gibi, merkezine kahramanları oturtmasının onu bir adım daha öne çıkardığı söylenebilir. Üç aylık edebiyat dergisi olarak yayımlanan Roman Kahramanları’nın Genel Yayın Yönetmeni Irmak Zileli, Ocak-Mart 2010 tarihli ilk sayıda kaleme aldığı “merhaba” yazısında şunları söylemişti: “Roman kahramanları üzerine ortaya atılacak genel geçer önermeler, bir yerde mutlaka tökezleyecektir. Belki de bu nedenle yapılabilecek en iyi şey, her bir roman kahramanı hakkında derinlemesine konuşmayı, yazmayı, düşünmeyi ve tartışmayı başarabilmek olmalı. (...)İşte, dünya edebiyat tarihinin uçsuz bucaksız derinliğinde tanıdığımız o kahramanlar hakkında bir dergi çıkarma hikâyemiz bu düşüncelerle başladı.”

 

2010 Nobel Edebiyat Ödülü

 

2010 yılı Nobel Edebiyat Ödülünü Perulu yazar Mario Vargas Llosa kazandı. İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi, yazarın "iktidar yapılarının haritasını çıkarması ile bireysel direniş, isyan ve yenilginin etkili tasvirini yapması" nedeniyle ödüle layık görüldüğünü belirtmişti. Mario Vargas Llosa’nın Türkçedeki kitapları, Can Yayınları tarafından yayımlanıyor.

 

ARAMIZDAN AYRILANLAR

 

Yazar, felsefeci, eleştirmen Füsun Akatlı; şair Arif Damar, Türkçede Yol ve Lodosta Öğlen Uykusu kitaplarıyla tanınan Miguel Délibes, polisiye-gerilim romanlarının bilinen ismi Dick Francis, Bilgi Yayınevinin kurucusu Ahmet Tevfik Küflü,
Bilimsel makaleleri, onlarca kitabı ve geliştirdiği ameliyat teknikleriyle “genel cerrahinin duayeni”, gezi yazılarıyla da “Cerrah Çelebi” olarak tanınan Tarık Minkari, Hollandalı yazar Harry Mulisch, Amerikalı yazar J.D. Salinger, Abdülcanbaz’ın yaratıcısı çizer Turhan Selçuk ve kardeşi gazeteci-yazar İlhan Selçuk ve Love Story – Aşk Hikâyesi romanının yazarı Erich Segal bu yıl aramızdan ayrılan isimler oldular.

 

HALİÇ'TE YAŞAYAN SİMONLAR BOMBA ETKİSİ YARATTI

 

Elif Şafak'ın satış rekorları kıran "Aşk" kitabı bu yıl da en çok satan listelerinde yer almaya devam etti. Hanefi Avcı'nın "Haliç'te Yaşayan Simonlar"ının bomba etkisi yarattığı satışlarda Ece Temelkuran'ın "Muz Sesleri" adlı kitabı, Serdar Özkan'ın uluslararası çoksatanı "Kayıp Gül", İskender Pala'nın "İki Darbe Arasında" adlı romanı ve İnci Aral'ın "Sadakat"ı da öne çıkanlar arasındaydı.

 

Cumhuriyet Kitaplar bu yıla Mustafa Balbay'ın "Zulümhane"siyle damgasına vururken, Can Yayınları'nın yeni transferi Can Dündar "Lüsyen" ile başarıyı yakaladı. Ayşe Kulin'in kaleme aldığı Türkan Saylan biyografisi "Türkan" ve Turgut Özakman'ın "Cumhuriyet"i de pek çok okura ulaştı.

 

2010'da yayımlanan kitaplar içinden Idefix üzerinden en çok satanlar şöyle sıralandı:

 

Haliç'te Yaşayan Simonlar / Angora Kitapları / Hanefi Avcı

İstanbul Hatırası / Everest Yayınları / Ahmet Ümit

Platon Bir Gün Kolunda Bir Ornitorenkle Bara Girer / Aylak Kitap / Thomas Cathert

Şah ve Sultan / Kapı Yayınları / İskender Pala

Brida / Can Yayınları / Paulo Coelho

Firarperest / Doğan Kitapçılık / Elif Şafak

Görünmeyen / Can Yayınları / Paul Auster

Muz Sesleri / Everest Yayınları / Ece Temelkuran

Lüsyen / Can Yayınları / Can Dündar

Ejderha Dövmeli Kız / Pegasus Yayınları / Stieg Larsson

 

Bu yıl Idefix üzerinden yapılan tüm satışlarda ise baş sıraları şu başlıklar çekti:

 

Haliç'te Yaşayan Simonlar / Angora Kitapları / Hanefi Avcı
   
İstanbul Hatırası / Everest Yayınları / Ahmet Ümit
   
Platon Bir Gün Kolunda Bir Ornitorenkle Bara Girer / Aylak Kitap / Thomas Cathert
   
Şah ve Sultan / Kapı Yayınları / İskender Pala
   
Brida / Can Yayınları / Paulo Coelho
   
Firarperest / Doğan Kitapçılık / Elif Şafak
   
Yabancı / Can Yayınları / Albert Camus
   
Satranç / Can Yayınları / Stefan Zweig
   
Çavdar Tarlasında Çocuklar / Yapı Kredi Yayınları / Jerome David Salinger
   
Otostopçunun Galaksi Rehberi Beşibiryerde / Kabalcı Yayınevi / Douglas Adams
   
Lüsyen / Can Yayınları / Can Dündar
   
Sineklerin Tanrısı / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / Sir William Gerald Golding
   
Ölü Ruhlar Ormanı / Doğan Kitapçılık / Jean-Christophe Grange
   
Dünya Tarihi / NTV Yayınları / Kolektif
   
Küçük Prens / Mavibulut Yayınları / Antoine de Saint-Exupery
   
Ejderha Dövmeli Kız / Pegasus Yayınları / Stieg Larsson
   
Puslu Kıtalar Atlası / İletişim Yayınevi / İhsan Oktay Anar
   
Zeki Olduğunu Düşünüyor musun? / NTV Yayınları / John Farndon
   
Kürk Mantolu Madonna / Yapı Kredi Yayınları / Sabahattin Ali

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.