2018 yılı TÜYAP Onur Konuğu da seçilen Selim İleri’nin velut kaleminden çıkan en son romanı Beklenen Sevgili, insanı kendi gerçeği ile yüzleştiren bir roman.
Romanın kahramanı Şefkati bir musahhihtir. Yani ona ulaşan kitaplardaki hataların düzeltilerini yapan, tashih eden kişi. Kendine uzaktan bakar Şefkati, yazdığı mektuplarla yapar bunu. Ancak bu mektupları kendine yazdığını neredeyse 228 sayfalık romanın ortalarına kadar fark edemiyoruz. Fark ettiğimizde ise, Şefkati’nin kendine hem içeriden hem dışarıdan baktığını, böylece kâh yazarın kalemini ödünç alarak onun bizzat kendi kaderini seyrettiğini, kâh yazarın sözcüklerinin izinde okurun onu seyrettiğini anlıyoruz.
Mazide yaşayan biridir Şefkati. Mazi ile şimdiyi bütünlemekte zorlanan, bugünün acımasız gerçeği ile baş edemeyen, hep incinen bu yüzden, hep kaygılanan; hayallere, rüyalara, maziye sığınan, şizoid bir karakter. Bir zaman geliyor ki Şefkati, gerçek olanla hayal olanı ayırt edemiyor. Okur dahi Şefkati’nin yaşadıklarından hangisinin gerçek, hangisinin hayal olduğunu, Şefkati’nin olmasını istediği ile olan arasındaki bağ kopuyor. Bu yüzden şimdinin gerçeği karşısında saflık derecesinde gülünçleşiyor, okurun şefkatine muhtaç bir karakter. Hatta kullandığı dil bile maziye aittir Şefkati’nin. Selim İleri, mektuplar şeklinde ilerleyen kitapta, romanlarında alışık olduğumuz dilden farklı olarak daha eski bir dil kullanmış, böylece Şefkati karakterinin mazi ile hemhal olurken bilinçaltının bugünü reddedişini kullandığı dil ile de pekiştirmiştir.
ŞEFKATİ’NİN RUHU
Aslında Şefkati’nin yazdığı mektuplar bir iç dökme, “içe atılmış huzursuzluklar, ihtiyarlığın sezişleri yahut zehirleyişleri” ile birlikte atmış yıllık bir ömrün muhasebesi gibidir de. Çocukluk, ilk gençlik, şimdinin yaşlanmış ama gençlik özlemi dinmeyen, bir aile kuramamış, çoluk çocuğa karışamamış, dünyayı dışarıdan seyretmiş, içselleştirememiş Şefkati’si bir arada. Bu hayat yolculuğunda Schumann’ın müziği Şefkati’ye yoldaşlık eder. Hatta tutkunu olduğu bu müzik bile Şefkati’nin toplumla arasındaki uçurumu okura göstermesi açısından önemlidir. Hayatı bir cinnetle sonlanan bu besteci ile Şefkati’nin ruhunda aynı “sarsıntılar, hırçınlıklar, ruhi ispazmozlarla yükselen alçalan duygular” ikisi arasında bir duygudaşlık oluşturur. Okur da böylece Schumann’ın müziği ve Şefkati’nin ruhu arasındaki güçlü bağı daha iyi hisseder. Sadece Schumann’ın müziği değil, musahhih olan Şefkati’nin Bergson tashihi de onun ruhunu okura yansıtması, Şafkati’nin mazi ve şimdiki zaman algısını vermesi açısından önemlidir.
Şefkati’nin hayatında da eski ve yeni, geçmiş ve şimdi birbirine girmiştir. İşte bu zaman algısındaki kafa karışlığı yüzünden öfkeleri, kırgınlıkları onun peşini bırakmıyordur bir türlü. Üstelik romanda yer alan ve Şefkati’ye hayli yakın diğer karakterlerden piyano hocası Matmazel Vehanuş ile Necdet dayı da hayal kırıklıkları içinde yaşamış ve ölmüş, Şefkati’ye de kendi hayal kırıklıklarını bulaştırmış, hayatlarına dünyevi bir anlam yüklemekte zorlanmış kişiler olarak, romanda kurulmaya çalışılan hastalıklı atmosferi destekleyen karakterler. En az Şefkati kadar titizlikle işlenmiş bu karakterlerin trajedisi, adeta Şefkati karakterinin roman sonundaki trajedisinin provası gibidir. Selim İleri’nin hayatın gerçekleriyle baş edemeyen bu karakterlere hemen her romanında rastlamak mümkün. Ancak yazarın incelikli dili, güçlü anlatımı, her bir karakteri özel kılıyor okurun gözünde yine de.
Zaman insanı hem çürütüp eskitir, hem de avutur. Şefkati de zamanın çürüttüğü, eskittiği bir ihtiyar iken, aynı zamanda gençlik ve aşkın avuntusu ile yaşayacak, hayata devam edecek, dünyada şefkate ölesiye muhtaç yeni Şefkatilere yer açılacak….
BEKLENEN SEVGİLİ
Selim İleri
EVEREST YAYINLARI 2018
Yeni yorum gönder