Aşağı yukarı son on yıldır Türkiye’de artan popüler tarih kitapları genellikle Osmanlı Devleti ekseninden yayımlandı. Osmanlı özelinde de 19 ve 20’nci yüzyıllar oldukça sık anlatılır ve kitapları basılır oldu. Bilhassa II. Abdülhamid ve etrafında dönen tartışmalar yeniden alevlenince haliyle bu durum bir kitap enflasyonuna ve bilgi kirliliğine yol açtı. Bu enflasyon ve bilgi kirliliğine, bir de dizi sektörü eklenince tarih, gerçekten içinde çıkılmaz bir hal aldı.
Bütün bunları bir kenara bıraktığımızda okurun kaliteyi arayacağı yer elbette yayınevi olmalı. Yayınevlerinin daha önce çıkarttığı kitaplar, onların en büyük referansları. Özellikle tarih gibi kırılgan bir bilimin emin ellerde olması gerekiyor. Bugün bahsini açacağım kitap, Prof. Dr. Ahmet Taşağıl’ın Kronik Yayınları’ndan çıkan yeni kitabı Bozkırın Kağanlıkları. Kitaba geçmeden önce biraz yayınevlerinden bahsetmekte fayda var. Son on yılda Osmanlı’nın son dönem tarihi üzerine yoğunlaşan kitaplar, bir iki yıldır kadim Türk tarihi üzerine yoğunlaşmış durumda. Ötüken Neşriyat, Kronik Yayınları ve Bilge Kültür Sanat gibi yayınevleri, son zamanlarda Türkoloji üzerine yoğunlaşmış yayınevlerinden öne çıkanları. Ötüken’in ayrıca mitoloji ve Türk dili üzerine bastığı kitaplar oldukça dikkat çekici. Bununla beraber kadim Türk tarihi üzerine çalışan Ahmet Taşağıl, Osman Karatay, Erhan Aydın, Tufan Gündüz gibi akademisyenler oldukça ciddi eserler üretiyor. Bu eserlerden biri de yukarıda adını söylediğim Bozkırın Kağanlıkları kitabı. Ekim ayında Kronik kitaptan çıkan Ahmet Taşağıl imzalı kitap, dört Türk devleti Hunlar, Tabgaçlar, Göktürkler ve Uygurları anlatıyor. Ahmet Taşağıl’ı kendi alanındaki akademisyenlerden ayıran en önemli iki özelliği var: Birincisi kaynakları kendi dilinden yani Çince okuyor. İslam öncesi Türklere ait kaynakların birçoğunun Çince olduğu düşünüldüğünde bunun ne denli önemli olduğu görülecektir. Bu zamana kadar Macar, Danimarkalı ve Rus Türkologlar üzerinden bize gelen bilgileri doğrudan ana kaynağından öğrenmek tarih adına oldukça önemli bir gelişme. İkinci özelliği ise doğrudan araziye gidiyor olması. Daha önce yayımlanan Gökbörü’nün İzinde kitabı, Taşağıl’ın gezdiği Türk coğrafyası üzerine notlarından oluşuyordu. Bu bağlamda tarihi yerinde ve yazıldığı kaynağın diliyle aktarmak çok önemli. Taşağıl bunu yapıyor.
Bugün Moğolistan devletinin sınırları içinde kalan Ötüken sınırları içinde yaşamış, devletlerini burada kurmuş olan Türk kavimleri kitapta teferruatıyla anlatılıyor. İslam öncesi Türk tarihine yeni başlangıç yapacaklar için oldukça ideal bir kitap. Temel hatlarıyla Hunlar, Tabgaçlar, Gök Türkler ve Uygurların kim olduklarını anlayabiliyor okuyanlar. Sadece siyasi tarih ve savaş tarihinden ziyade kültürel ve dinî yapıları da inceleniyor devletlerin. Bununla birlikte kıyafetler, mimari, beslenme şekilleri, yaptıkları sporlar, karşılaştıkları felaketler gibi birçok ayrıntı dikkati çekiyor. Bununla birlikte bölümün arasına yerleştirilmiş olan haritalar, okurun soyut bir tarih anlayışındansa, hangi devletin hangi coğrafyada ve sınırlarda kurulduğunu öğrenmesini sağlıyor. 350’yi aşkın dipnot ve yüzlerce kaynağın verildiği kitap bütün yönleriyle okunmayı hak ediyor.
BOZKIRIN KAĞANLIKLARI
Ahmet Taşağıl
KRONİK KITAP 2018
Yeni yorum gönder