Çizgi romanda her okurun beklentisi farklı olsa da, aslen herkes “güzel şeyler” görmeyi sever. Güzel çizgileri, kimi zaman şeffaf kağıtlarla kaplayıp saklayacak kadar değer verir okurlar. Hikayenin yarattığı atmosferi de destekliyorsa bu “güzel” çizimler, akılda öyle bir kalırlar ki, yıllar sonra bile çizgi romandan bir cümle anımsandığında, çizilmiş o sahne de akla gelir.
Elimizde, Vincent Damon Furnier’dan -namıdiğer Alice Cooper’dan- ilham alan siyah beyaz bir çizgi roman var; Günaha Son Çağrı. Başını göğe kaldırmış, tüyleri rüzgarda dağılan, az sonra uçacak gibi görünen görkemli bir kara karga çizimiyle açılıyor. İşte bu da, hikayeyle görseli birleştirmeye yetiyor aslında. Neil Gaiman ile Michael Zulli işbirliğiyle ve Alice Cooper’la birlikte hazırlanan eser, Cooper’ın 1994 yılında çıkardığı The Last Temptation albümü temel alınarak kurgulanmış.
Gaiman, 1995’te yazdığı önsözde şöyle anlatıyor “metal tanrısı” ya da “metalin babası” olarak anılan Alice Cooper’ı: “Bob restoranın penceresinden, bir spor arabadan inmekte olan uzun boylu bir adamı gösterdi. Beyaz tişört, mavi kot pantolon giyiyordu ve uzun siyah saçları vardı. Restorana girer girmez tüm başlar ona çevrildi. Alice Cooper uzun boylu, saçı başı dağınık ve güneş yanığı... Gözleri keskin, esprili ve canlı... Kalitesiz İtalyan korku filmleri hakkında bilgisi, bu konu hakkında kitap yazarak hayatını kazanmayan herkesten fazla. (…) İki Alice Cooper olduğunu öğrendim, kişi ve ikon. Bu benim için rahatlatıcıydı: Kişi olan Alice Cooper kendisiydi; karakter olan Alice Cooper ise başka bir şeydi. Destansıydı. Tiyatroydu. ”
İşte bu tarifteki Alice Cooper, bir “kurmaca-gerçek karakter.” Çizgi roman da bu kimlik paradoksunu, kurmaca ile gerçek arasındaki gelgiti sürdürüyor. Her karede Cooper hayranlarını memnun edebilecek çizimler var. Kitapta ayrıca hazırlık sürecinde, Neil Gaiman ve Alice Cooper arasında gerçekleşen yazışmalar, elden ele gidip gelen taslaklar, Michael Zulli tarafından 2014’te kaleme alınmış bir sonsöz ve Gaiman’ın 1995’te yazdığı bir önsöz var. Bunlara eseri Türkiye’de özenli bir baskıyla yayımlayan Marmara Çizgi’den İlke Keskin’in de bir yazısı eklenmiş. Hikayede ve kitabın içinde okunacak epey metin var kısacası. Güzel bir Alice Cooper albümü açıp dinlerken, okumaya ve görmeye değer.
Yeni yorum gönder