Çocuklar için yazılan ya da daha doğrusu bir büyük eşliğinde çocuklara felsefeyi anlatmayı gaye edinen kitapların sayısında hızlı bir artış var. Elbette yetişkinler için felsefe yapmak işin kolay tarafı ama kişiliğin oluştuğu bir çağdaki çocuklara felsefeyi anlatmak esaslı bir mesele. Fakat işin kolay tarafı çocukların zihinlerinin özgür düşünmeye açık olduğu bu dönemde sunulan felsefe metinleri eğer onların algılayacağı bir seviyede sunulursa eğlenceli bulmaları ve anlamaları sorun teşkil etmeyecektir.
Çocuklar için daha çok tercüme eserlerle ülkemize giriş yapan pek çok eser var. Bu eserlere rağbet gösterenlerin başında da eğitimciler geliyor. Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de eğitim ve öğretimle ilgili köklü çözüm arayışları tartışılıp konuşulurken felsefe kitaplarının bu anlamda bir can simidi olduğu aşikâr. Çocukları ezberci eğitimden kurtarıp düşünen ve üreten bireyler olarak yetiştirme çabaları her ülkenin ortak arzusu. Çocuk felsefesi tabirinin kullanıldığı (Karl Jaspers) 1953 yılından bu yana bu alandaki çalışmalar son yıllarda zirve yaptı denebilir. Büyüklerin çocuklar hakkında yaptığı felsefe, çocuklar için yapılan felsefe, çocukluk felsefesi ve çocukça felsefe ile çocuklarla felsefe yapmak kavramları eşliğinde ilerleyen bu alan birçok sistematik metodları da devreye sokuyor elbette. Dünyanın birçok ülkesinde bu alanda modeller geliştirilerek sistematik uygulama denemelerinin yapıldığı ve bu sayede çocukların düşünsel ve duygusal zekâlarının geliştiğine dair başarılı sonuçların alındığını biliyoruz. Felsefeyi bir edebiyat disiplini içinde çocuğa sunmak noktasındaki çabalar da bir hayli fazla.
Felsefeyi toplum felsefesine uyarlamak
Ülkemizde çocuklar için yayınlanan felsefe kitaplarında sayıca büyük artış var elbette ancak bu çeviri kitapların bazı sorunları da yedeğine alarak yayınlandığını belirtelim. Bu kitaplarda çocuğun anlaması için verilen örneklemeler pek çok yerde bizim kültür ve medeniyet kodlarımızın dışında bir içerik barındırmakta. Kendi kültürel değerlerimizle hiç uyuşmayan birçok sakıncalı sayılabilecek örneklerin hiçbir editoryal süzgeçten geçmeden basılmasının doğuracağı tehlikeleri de göz ardı etmemek lazım. Yani kız-erkek ilişkilerinden alkol tüketiminin normalliğine kadar birçok unsurun çocuğun algısında yaratacağı tahribatı da görmek icap ediyor. Yani konu felsefe de olsa kültürel norm ve bakış açılarının her toplum için aynı olmayacağı gerçeği ıskalanmamalı.
Bu alanda çıkan belli başlı birkaç kitap serisinin adını da vermek isterim. Günışığı Kitaplığı’nın çıkardığı Çıtır Çıtır Felsefe dizisi, Tudem Yayınları’ndan çıkan Filozof Çocuk serisi, Mandolin Yayınları’nın Felsefe Dedektifi serisi, Doğan Egmont’un Bal Gibi Felsefe serisi, ODTÜ Geliştirme Yayınları’nın Pikolo İle Felsefe Öğreniyorum serisi, Redhouse Kidz Yayınları’nın Çocuklar İçin Felsefe serisi, Kırmızı Kedi Yayınları’nın Bilgelik Okulu serisi ve Uğurböceği Yayınlarının çıkardığı Çaylak Filozof serileri bu anlamda çocuklara felsefenin ne olduğunu gösteren ve öğreten belli başlı kitaplardan. Tabii bunlara bir de Paraşüt Kitap’tan çıkan Felsefe Makinesi de ilave etmek lazım.
Çocukların sorgulama ve eleştirel düşünme becerilerini geliştiren bu kitapların çoğu şimdilik eğitimci ve ebeveyneler için birer rehber niteliğinde. Bizzat çocuğun okuyacağı ve algılayabileceği nitelikte kitap sayısı az. Burada da iş sanırım edebiyatçılara düşüyor.
Yeni yorum gönder