Rönesans denince akla gelen ilk figür Leonardo Da Vinci olur çoğunlukla. Da Vinci, her ne kadar güzel sanatlardaki maharetiyle dünya çapında nam salmış olsa da, o, vaktinin çoğunu bilimsel çalışmalara ve mühendislik projelerine adamıştır. Yalnızca bir ressam, heykeltıraş ya da mimar değil, aynı zamanda bir mucit ve bilim insanıdır.
Yaklaşık 1480 yılında, Milan şehrinin dükü Ludovico Sforza’ya yazdığı bir mektupta, Da Vinci, ona hizmet sunabileceği başlıca alan olarak, şehrin savunmasına katkıda bulunabileceğinden, mühendislik yeteneklerinden söz ediyor; sanatçı yanından ise mektubun sonunda, kısacık bahsediyor.
Codex Forster ciltleri
Yaşamı süresince, Da Vinci’nin sayısız mühendislik fikrinden, üzerinde çalıştığı onca “teçhizat”tan pek azı hayata geçebildiğinden, o dönem kafasında tasarladıklarına dair ancak defterleri sayesinde bilgi sahibi olabiliyoruz.
Da Vinci’nin defterlerini dijital ortama taşıyan Victoria ve Albert Müzesi’nin paylaştığı metin, Da Vinci’nin not tutma şeklinin başka hiçbir sanatçıya benzemediğini vurguluyor. “Kimse kağıdı onun gibi kullanmamıştır,” deniyor bu metinde. Sıradan bir göz için anlam çıkarmanın hayli zor olduğu, 16. yüzyıl İtalyancasıyla yazılan, harflerin “sağdan sola doğru” aktığı bu sayfaların üzerinde eskizler, notlar ve diyagramlar bir araya gelerek özgün bir nitelik kazanıyor. Da Vinci’nin defterlerinin tüm zamanların en değerli kitapları arasında (Örneğin Codex Leicester) yer almasının boşuna olmadığını anlıyorsunuz.
Victoria ve Albert Müzesi, John Forster tarafından satın alınan, en eskisi 1487, en yenisi 1505 yılına uzanan bu defterleri (artık Codex Forster adıyla anılıyorlar) dijital ortama aktararak açık erişime sundu.
Şu adresten ulaşabileceğiniz sayfalarda, Da Vinci’nin el yazısını deşifre etme işini uzmanlara bırakmak gerekiyor. Ancak fikirler ve geometrik şekillerle dolu sayfaların kendi başına da muazzam bir çekiciliğe sahip olduğunu belirtmek gerek.
Kaynak: Open Culture
Yeni yorum gönder