London College'da edebiyat profesörü olan John Mullan'a göre belli bir popülerite yakalayan hemen her şey üniversitelerde ders konusu yapılıyor. Mullan pek de haksız sayılmaz. Özellikle ABD'de üniversitelerde bu tarz pek çok ders bulmak mümkün. Beyoncé'den Star Wars'a, pornodan Oprah'a kadar birçok alanda dersler mevcut. Ancak son yılların modası Harry Potter dersleri açmak. Hatta bu moda 2013- 2014 öğretim yılında ABD ve İngiltere'nin dışına çıkarak, Fransa'ya da ulaştı. Genelde alışılagelmiş dersler sunan Fransız üniversitelerinin aksine Sciences Po, Harry Potter derslerine başladı. Dersin açıklamasını ise şöyle yaptı:
"Filmleri unutun ve J.K. Rowling'in kitaplarına dönün. Harry Potter her şeyden önce edebi bir eser olarak okunmalı. Özgür ve düzenli kurgusuyla yenilikçi bir kültüre yönelirken, büyüleyici bir şekilde bu kültürü dönüştürmeyi de başarmış bir eser. Bu kitap hem bireye, hem de eğitime dair. Aynı zamanda hayat dersleri içeriyor. Bu doğrultuda elitleri eleştiriyor, okullar için öneriler yapıyor ve iktidarın yasallığını sorguluyor. Batı kültüründe mirasçısı olduğu İlyada ve Jane Eyre'ın yerini alacak olan bu modern kitap, derinlemesine incelenmeyi hak ediyor"
İlk kez ABD'de
Harry Potter'a dair üniversite dersleri modası ABD'de başladı. Swathmore College'ın "Voldemort'a Karşı Savaş" isimli dersi J.K.Rowling'in Harry Potter serisindeki karakterler ile Homeros, J.R.R Tolkien ve Phillip Pullman gibi yazarların efsanevi karakterlerini karşılaştırıyor. Aynı zamanda, serideki insanüstü güçler karşısında insanların çabasını anlayabilmek için efsanelere ve insan ruhuna yönelik Carl Jung ve Joseph Campbell referanslı çalışmalar yapılıyor. Yale Üniversitesi ise "Hrıstiyan Teolojisi ve Harry Potter" başlıklı, oldukça ilginç bir ders sunuyor. Dersin amacı Harry Potter kitaplarının Hıristiyanlığa dair görüşler yaydığını göstermek.
Frostburg Devlet Üniversitesi'nde de "Harry Potter Bilimi" isimli bir ders bulunuyor. Bu derste öğrenciler Harry Potter'ın büyülü dünyasını fizik prensipleri aracılığıyla açıklamaya çalışıyorlar. Profesör George Plitnik, verdiği bu dersi "Bilimsel yöntemleri ve Harry Potter kitaplarını aynı anda inceleyerek fantazi dünyasının arkasındaki bilimi bulmaya çalışıyoruz" diye açıklıyor.
Bazı üniversiteler ise Harry Potter temasını öğrencileri cesaretlendirmek için kullanıyor. Örneğin Oregon Devlet Üniversitesi "Patronus'unuzu bulun" isimli derste Harry Potter karakterleri aracılığıyla öğrencilere liderlik eğitimi verip birinci sınıfların üniversiteye alışmasını sağlıyor. Böylece öğrenciler tanıdık oldukları bir alandan yola çıkarak hem gerçek hayata hem de okula alışma şansı yakalıyor.
Neden Harry Potter?
Peki ama Harry Potter'ı diğer kitaplardan ayıran ne? Neden her sene üzerine seminerler düzenleniyor, hakkında dersler açılıyor, tezler yazılıyor? Öncellikle şunu belirtmek gerekir ki Harry Potter basit bir çocuk kitabı olarak nitelendirilemez. Serinin beşinci kitabı olan "Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı"nı ele alalım. 1000 sayfanın üzerindeki böyle bir kitabı çocukların okuyup hazmedebilmesi oldukça zor. Demek ki seri çocuklardan ziyade gençlere ve yetişkinlere yönelik. Harry Potter kitaplarının bir diğer özelliği ise serinin en başında tanıştığımız çocukların nasıl büyüdüklerini izlememiz. Onlar büyüdükçe J.K.Rowling'in kullandığı dil de değişiyor, ağırlaşıyor. İlk kitaplarda kullanılan çocuksu dil son kitaplarda ağır ve karanlık bir dile bırakıyor yerini.
Aslında diyebiliriz ki Harry Potter sadece edebi bir eser değil. Aynı zamanda politik ve psikanalitik bir eser. Isabel Smadja'ya göre Harry Potter ilk antikapitalist ve ilk antiglobalist karakter. Sciences Po'daki Harry Potter dersini veren François Comba'ya göre ise J.K.Rowling, Harry Potter'da "melez", "safkan", "bulanık" gibi terimler kullanarak açık bir şekilde "ırkçı olmayın" mesajı veriyor. Özellikle Ron'dan yola çıkarak gençlerin farkında olmadan ırkçılık yapabileceğini gösterip, bununla mücadele etmeye çalışıyor. Kitabın nice politik yanlarından biri de bu.
Serinin psikanalatik yanı nereden geliyor? Yine Comba'ya göre Severus Snape'in Harry Potter'ın annesi Lily'e duyduğu aşk ve bir baba gibi her zaman Harry'i kollaması kitaba Freudyen bir bakış açısı katıyor. Harry Potter annesi ve babası öldüğü için bir yetim ama aynı zamanda Snape'in babacanlığından ötürü de bir piç. Ve Harry'in Snape'den nefret etmesi Ödip Kompleksi'nin bir yansıması.
Harry Potter'ın son filmi de, kitabı da çoktan piyasaya çıktı. Ancak yine de hâlâ üzerinde çalışmalar yapılıyor. Yakın geçmişte J.K.Rowling, Harry Potter'a dair yeni kitaplar yayınlayacağından bahsetti. Çünkü kurduğu dünyada keşfedilmeyi bekleyen birçok sır var. Tek bir kitap olsaydı dünyanın en uzun kitabı olacak olan bu seri, kim bilir içinde daha neler neler saklıyor!
Yeni yorum gönder