Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Dört Duvar Arasından Büyülü Diyarlara




Toplam oy: 104
Covid-19 ile sıkı sıkıya tutunduğumuz hemen her şeyin avuçlarımızda un ufak oluşuna tanık olduk. Sahici ya da suni, hayat diyerek etrafımıza inşa ettiklerimiz, güvenlik hissimiz, gerçekliğimiz bir kez daha şekil değiştirdi ve hepimiz tereddütsüzce ve hızla kendi tavırlarımızı belirledik. Kuşkusuz bunda geçtiğimiz yıllar boyunca işittiğimiz sayısız distopik ve post apokaliptik hikâyenin etkisi büyük.

Tuhaf zamanlardan geçiyoruz. Dijital dönüşüm sonrası sosyal yanımızı sentetik, holografik bir düzleme hapsederken, -durup anlamaya fırsat bırakmadan ardı ardına- gerçekleşen küresel olaylar karşısında bocalıyor, bocaladıkça yüzeyin güvenli ve tanımlanmış alanında kalmaya ikna oluyoruz. Bir yandan da bizi olduğumuz yerden söküp alan bu sel karşısında ilginç fakat güçlü adaptasyonlar geliştirmeyi başarıyoruz. Son olarak Covid-19 ile sıkı sıkıya tutunduğumuz hemen her şeyin avuçlarımızda un ufak oluşuna tanık olduk. Sahici ya da suni, hayat diyerek etrafımıza inşa ettiklerimiz, güvenlik hissimiz, gerçekliğimiz bir kez daha şekil değiştirdi ve hepimiz tereddütsüzce ve hızla kendi tavırlarımızı belirledik. Kuşkusuz bunda geçtiğimiz yıllar boyunca işittiğimiz sayısız distopik ve post apokaliptik hikâyenin etkisi büyük.

 

İster şimdiden soğukkanlı hayatta kalma planlarını yapmaya başlamış olalım isterse panik içinde ölümü beklediğine ikna olanlardan; hemen hepimizin bir süre daha evde kalacağımız kesin. Dürüst olalım. Çoğumuz bu günler boyunca kitaplara gömülmektense bir şeyler izlemeyi tercih edecek. Yine de bu geçici süreyi keşfedeceği kitaplara ayırmayı planlayanlar için birkaç tavsiyede bulunayım ki, adet yerini bulsun:

 

*Aleksandar Prokopiev - Homunkulus - Yetişkinlere Peri Masalları (Pinhan Yayıncılık, 2016)

 

*Zaman zaman Balkan halk masallarından da beslenen Prokopiev’in gerçek ile gerçeküstünün iç içe geçtiği çarpıcı öykülerinden bir seçki.

 

*Karin Tidbeck - Zeplin (Aylak Kitap, 2014)

 

*İskandinav kültürünün alacakaranlığından doğan, fantazyadan, büyülü gerçekliğe ve bilimkurguya uzanan parlak buluşlarla bezeli öyküler.

 

*Lafcadio Hearn - Kvaidan - Tuhaf Şeylere Dair Hikâyeler (Ketebe, 2019)

 

Doğanın, düşün, büyünün ve sıra dışı olayların hayatla uyumunun, Uzakdoğu’ya has şiirselliğin gözler önüne serildiği tuhaf Japon masalları.

Half - Life 3 için yeni bir umut
Yirmi yılı aşan bir süre önce piyasaya çıktığında oyun dünyasında deprem etkisi yaratan Half-Life, oyun dinamiklerinde yaptığı yenilikçi değişikliklerle ardı sıra gelen hemen hemen tüm video oyunlarını doğrudan etkilemişti. Ne var ki, oyunseverlerce 8 milyondan fazla kopyası satın alınan Half- Life’ın tüm devam oyunlarının, muazzam başarı hikâyelerine dönüşmelerine rağmen serinin tutkunları neredeyse 15 yıldır Half-Life 3’ü bekliyor.
Kuşkusuz Half-Life’ın yaratıcısı Valve’ın tembelliğinde, -online oyun satış platformlarının öncüsü ve tartışmasız lideri- Steam sayesinde satılan hemen her oyundan gelir elde etmesinin ve hayatta kalmak için oyun yapmaya ihtiyaç duymamasının etkisi büyük.
Öte yandan Portal ve Left 4 Dead gibi çok sevilen diğer serilerin de hâlâ 3. oyunu görememiş olması, Valve CEO’su Gabe Newell’ın 3’e kadar sayamadığı gibi esprilerin yapılmasına neden oluyor. Valve’ın geçtiğimiz aylarda yeni Half- Life oyunu Alyx’i duyurması oyun dünyasında Half-Life 3’e dair umutları bir kez daha yeşertmişti. Kısa süre önce Valve adına açıklama yapan Robin Walker’ın, 23 Mart’ta indirilmeye başlanan oyunun Half-Life evrenine geri dönüş niteliğinde olduğunu söylemesi serinin hayranlarını sevindirmeye yetti. Walker’ın Half-Life: Alyx’in serinin hikâyesini ileriye taşıyıp daha büyük bir hikâyeye kapı araladığını belirtmesinin ardından gelecekte yeni Half-Life oyunlarını görmemize kesin gözüyle bakılıyor.
Kısa Kısa
*Korku edebiyatının önemli isimlerinden Thomas Ligotti’nin ilk kitabı olma özelliğini de taşıyan öykü seçkisi Hayalperest Ölünün Şarkıları Can Yayınları tarafından dilimize kazandırıldı. Özellikle 90’lar boyunca British Fantasy Award, Bram Stoker Award ve World Fantasy Awards gibi prestijli ödüllerde sıkça aday gösterilip bazılarını kazanma başarısı gösteren Ligotti, pek çoklarınca ismi H.P. Lovecraft ve Edgar Allan Poe gibileriyle birlikte anılan bir yazar. Berna Seden tarafından çevrilen kitap “tuhaf edebiyat” türünün önemli örneklerinden biri.
*Madeline Miller, ülkemizde geçtiğimiz yıl yayımlanan ödüllü romanı Ben, Kirke ile adından sıkça söz ettirmişti. Yunanca ve Latince öğretmeni olmasının bir getirisi olarak kaynakları özgün dilinden tarama imkanına sahip olan Miller, henüz ilk eseri Akhilleus’un Şarkısı ile kendisine saygın bir yer edinmeyi başarmış bir yazar. Daha önce Everest Yayınları’nca yayımlanan ve baskısı tükenen Akhilleus’un Şarkısı bu defa İthaki Yayınları tarafından yine Seda Çıngay Mellor çevirisi ile okuyucuyla buluşturuldu. Ben, Kirke’de olduğu tanıdık bir hikâyeyi sıra dışı bir perspektifden dinleyeceğiniz kitap, Yunan mitolojisine aşinalık kazanmak isteyenler için de iyi bir tercih.
*Geçtiğimiz yıl gösterime giren Spider-Man: Far From Home’un ardından Sony ile Disney arasında yaşanan kısa süreli anlaşmazlık, Örümcek Adam’ın Marvel sinematik evreninden ayrılmasıyla sonuçlanmış, bu durum hem Örümcek Adam hem de Marvel hayranlarını oldukça üzmüştü. Neyse ki her iki taraf da kısa sürede makul bir yolu tutarak sevilen kahramanın ait olduğu yerde kalmasını sağladılar. Şüphesiz yeni Örümcek Adam’ın bu derece sevilmesinde büyük rolü olan Tom Holland, kısa süre önce yaptığı açıklama ile yeni Örümcek Adam filminin çekimlerine gelecek temmuzda başlanacağını duyurdu.

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.