Bu yıl, 7-15 Kasım tarihleri arasında otuz dördüncüsü düzenlenen Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın onur konuğu ülkesi Romanya olarak belirlendi. Romanya, fuara “We owe you some words / Size sözcükler borçluyuz” sloganıyla katılıyor. Bu sloganın sebebi olarak da, Romen dilinde Türkçeden geçmiş pek çok sözcüğün bulunması ve iki dil arasındaki etkileşim gösterildi. Hiç kuşkusuz doğrudur... Gerçi, Romanya’nın da dışına taşarak, tüm Balkanlar’ı hesaba kattığımızda öyle bir coğrafyayla karşı karşıya geliyoruz ki; gelenekte, görenekte, yemekte kimin kime ne borçlu olduğunu tam olarak kestirmek güç. (Daha doğrusu, aradaki ilişkinin bir borç ilişkisi olduğunu söyleyemeyiz belki.) Türkiye açısından da benzer bir durum söz konusu. Örneğin kalabalık bir grup içinde, söz ne zaman Balkanlar’a gelse, gruptan biri mutlaka, “Evet, zamanında benim dedem de oralardan...” diye başlayan bir cümle kuracaktır eminim. Ancak iş kültürel ilişkiye gelince, sesler sanki biraz daha kısık çıkıyor.
Balkan edebiyatını hiç tanımıyor, oradan çıkan edebiyat örneklerini hiç okumamış değiliz belki. Ama, aradaki görünmeyen sıkı bağların ötesinde, fiziken de bu kadar yakın olduğumuz bir coğrafyanın edebiyatına olmamız gerektiği kadar yakın değiliz gibi görünüyor şöyle bir durup düşününce. İşte, gerçekten böyle midir, neden böyledir, gibi sorulara cevap bulabilmek, daha da önemlisi bu konuyu tartışmaya açmak amacıyla –kitap fuarının onur konuğu ülkesinin Romanya olmasını da fırsat bilerek– SabitFikir’in yeni sayısında Balkan edebiyatını ele alan bir dosya hazırladık. Çifte vatandaşlığının yanı sıra, telif ajansı sahibi kimliği de bulunan Ayser Ali, tam da böylesi bir kültürel alışverişin merkezinde yer alan bir bakışla kaleme aldı dosya yazısını.
Ayrıca, bir dosya eki de yer alıyor ilgili sayfalarda. Tıpkı Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nda olduğu gibi, her yıl için belirlenen farklı temalar çerçevesinde yurt dışından konukların da ağırlandığı İstanbul Tanpınar Edebiyat Festivali’ne (İTEF) 2009 yılından bu yana katılmış, festival kapsamında İstanbul’u ziyaret etmiş yazarlar arasında Balkanlar’dan isimler de vardı. Festival düzenleyicilerinin aracılığıyla, Türkiye’den yayıncılarla, yazarlarla ve okurlarla temasta bulunan bu isimlerle irtibata geçerek Türkçe edebiyata olan yakınlıklarını sorduk: “Edebiyatımız Balkanlar’dan nasıl görünüyor; Balkan edebiyatının burada yeterince tanındığını söyleyebilir miyiz?”
Önceki yıllarda olduğu gibi, bu yılın onur konuğu Romanya da, Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nda iki ülkenin dili, edebiyatı, kültürü, yazarları ve yayıncıları arasında köprü kurmak amacıyla hazırladı etkinlik programını. Bu vesileyle, umarız sonrasında daha da açılacak bir kapı aralanmış olur...
Yeni yorum gönder