“Dünyaca ünlü Lübnan asıllı şair Adonis ile ressam Habib Aydoğdu ortak bir sergi projesi için bir araya geldiler. İki sanatçı ‘Dizeler ve Renkler’ adını taşıyan proje kapsamında birbirlerinin sanatından etkilenerek yeni üretimler yapıyorlar. Adonis geçtiğimiz günlerde Ankara’da Aydoğdu’nun atölyesinde uzun süre resimleriyle baş başa kaldı, Aydoğdu da Adonis’in şiirlerine bir okur olarak değil ressam olarak baktı. Türler arası buluşmanın ortaya çıkaracağı çalışmalar 2016 yılının Ekim ayında İzmir’deki Folkart Galeri’de sergilenecek.” (Hürriyet, 28 Eylül 2015) Adonis ile Aydoğdu’nun bir araya geldiği bu proje haberi, sanat ile edebiyat arasındaki etkileşimin ne ilk ne de son örneği hiç kuşkusuz; belki en taze haberlerden biri diyebiliriz en fazla. Şimdilerde ise bu etkileşimin izlerini, algılarımız daha bir açık olarak sürüyoruz; başlığı “Tuzlu Su” olarak belirlenen ve 5 Eylül’de başlayıp 1 Kasım’a kadar sürecek 14. İstanbul Bienali’nin yarattığı dinamizmin, yaydığı enerjinin etkisiyle...
Nasıl ki yayınevleri “özel” kabul ettikleri bazı kitapları özellikle İstanbul Kitap Fuarı döneminde yayımlamayı tercih ediyorlarsa, birçok galeri de “özel” sergilerini özellikle İstanbul Bienali döneminde ziyarete açıyorlar. İşte biz de SabitFikir’in yeni sayısında, yalnızca içeriğiyle değil, birçok farklı mekanda ona eşlik eden –paralel– sergilere vesile olmasıyla sanat ortamını hareketlendiren 14. İstanbul Bienali’nden hareketle, güncel sanat-edebiyat ilişkisini ele alan bir dosya hazırladık. Seda Ateş’in kaleme aldığı “Edebiyat güncel sanatın neresinde?” başlıklı dosya yazısı, bu ilişkiyi, en baştan başlayarak henüz geçen aya kadar sergilenmeye devam eden işlere dek irdeliyor.
Bienal algılarımızı hazır açmışken; bir taze haber de bilim dünyasından... Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi (NASA), Mars’tan elde edilen fotoğraflarda sıvı su akışına ait izler bulunduğunu açıkladı. Fotoğraflarda, belli zamanlarda görülen ve yılın geri kalan bölümünde kaybolan siyah çizgilerin, periyodik olarak akan tuzlu suların sonucunda oluştuğu ortaya çıktı... Küratör Carolyn Christov-Bakargiev, “tuzlu su”yun Karadeniz’deki Rumelifeneri’nden Yunan mitolojisinde Altın Post’u arayan İason önderliğindeki Argonotlar’ın geçtiği, sekiz bin beş yüz yıl önce bir su kanalı olarak açılmış dar ve kavisli bir fay hattı olan İstanbul Boğazı’na, oradan da Akdeniz’e doğru, Bizans İmparatorluğu’nun düşmanlarını sürgün ettiği ve Troçki’nin 1929’dan 1933 yılına kadar yaşadığı Büyükada’ya uzanacağını söylemişti.
Tuzlu suyu keşfe devam o zaman!
Yeni yorum gönder