Elinde tuttuğun derginin kapak konusu, hem kadın hem de yazar olmak. Ne ki yazar Nihan Kaya bu çalışmada, yalnızca geçen yüzyıllarda kadın yazar olmanın ne demek olduğunu anlatıyor.
Çağımıza ait olmayan hikayeler dinleyeceksin yani bu dosyada! Kadın olmanın, yazma eylemine nasıl olup da zeval verdiğini, geçmişin -artık sadece şaşırtan ve dolayısıyla zararsız- hikayelerinde okuyacaksın. Tatlısu ürünü bu nostaljik hikayeleri iştahla tüket. Sıcacık evinden, evsizleri izleyen gürbüz bir çocuk gibi, biraz için burulsun ama hiç üstüne alınma olan biteni. Geçmişe acı, soğuk suyunu iç ve sonra TV'nin, internetin başına kurul. O beklediğin oyun çıkmış. En sevdiğin alışveriş sitesi de indirim yapmış.
Bugünü düşünme. Bu minvalde şeylerle meşgul olursan, işin kolay.
Virginia Woolf'u hatırla. Bugün sana, 'evdeki melek'i öldürmene, öteden beri müsaade ettiklerini söyleyecekler. Bana sorarsan inan onlara; düşünmek suretiyle, hala yaşayan o meleğini fazla hırpalama. Hal ve gidişat, ona daha uzun yıllar ihtiyacın olacağını gösteriyor.
Bu yazıyı okurken, özellikle 'çağa ait' ve 'çağ dışı' olmak kavramları üzerine düşünmemeni rica edeceğim. Beynin seni aksine zorlayacaktır. Ne var ki, karşı koyman, direnmen gerek. Ayakkabı reklamlarında filan da duyduğun üzere: Sen gerçek bir direnişçisin.
Herhangi bir gazetenin herhangi bir sayfasına; erkek egemen söylemin kelimenin tam manasıyla 'şov' yaptığı internet oluşumlarına, haber sitelerinin fotoğraf galerilerine; büyük millet meclisine, küçük aile meclisine ve dahi sokakta yürüyen adama gönül ver. Düşünmemen gereken bu süreçte en büyük destekçilerin olacaktır.
Üstelik bunlar topyekun, bir 'uzanma' mesafesinde sana. Yerinden kalkmana dahi gerek yok.
elif bereketli daha çok yazsın
Yeni yorum gönder