Cep telefonu ve helikopter gibi icatların arkasında, Star Trek ve Dünyalar Savaşı’ndan ilham alan mucitler var. Bu durumda gerçek mucit, bilim kurguyu yaratan mı olur yoksa ondan ilham alan mı orası tartışılır.
Bilim kurgudan ilham alan mucitlerin icatları bugün bile neredeyse her an yanımızda! Bakalım hayal gücü yüksek mucitler neler icat etmişler:
Denizaltı
İcadın anafikrini Jules Verne’ün Denizler Altında Yirmi Bin Fersah’tan alan Amerikan mucit Simon Lake, modern denizaltıların babası olarak bilinir. Lake, safra tankı, dalgıç kompartımanı ve periskop dahil birçok icadında Jules Verne’ün bu güzel eserinden esinlenmiştir. Lake'in kurduğu şirket 1898’de açık okyanusta kullanılabilen ilk denizaltı olan Argonaut’u üretmişti.
Helikopter
Jules Verne asıl kurguladığı denizaltıyla ünlüyken, Nautilus’la geleceğin uçağını öngördü. Modern helikopterin mucidi Igor Sikorsky de gençken okuduğu Jules Verne’ün Fatih Robur adlı kitabından esinlenmiş. Sikorsky sık sık Jules Verne’ün “Birinin hayal ettiğini, başka biri gerçeğe dönüştürebilir” sözünü dile getirir.
Roket
Amerikan bilim insanı Robert H. Goddard, 1898 yılında gazetede H. G. Wells’in Marslıların istilasını anlattığı Dünyalar Savaşı adlı romanıyla ilgili yazı dizisini okuduktan sonra çok etkilenir ve uzun uğraşlar sonucu 16 Mart 1926’da ilk akaryakıtla çalışan roketi üretir. Goddard’ın daha sonra söylediğine göre gezegenler arası uçuş kavramı “onun hayallerini son derece cezbeden bir şey” miş.
Nükleer enerji
H. G. Wells 1914’te The World Set Free (Özgür Bırakılan Dünya) adlı kitabını yayınladı. Kitap,1933’te 'yapay' bir nükleer enerjinin üretilerek, dünya savaşını başlatacağını ve daha sonra dünyanın barış içinde yaşayacağını konu alır. Kitabı okuyan fizikçi Leo Szilard, kitaptan çok etkilenir ve kitaptan aldığı ilhamla 1932’de nükleer zincir reaksiyonları problemini çözer.
Muharebe Bilgi Merkezi
1930’larda ve 40’larda E.E. “Doc” Smith, okuyucularının gönlünü Galactic Patrol’ün maceralarını anlattığı Lensmen öyküleriyle fethetti. Yazarın, 1947’de yazdığı romanda yer alan kontrollü savaş gemileri, Amerikan Deniz Kuvvetleri’ne ilham vermiş.
Uzaktan kumandalı protez el
Ünlü bilim kurgu yazarı Robert Heinlein 1942’de yayınladığı kısa öykü, uzaktan kumandalı protez eli icat eden Waldo F. Jones’a ilham kaynağı olmuş. Gerçek hayata uyarlanan kollar 1940’ların ortalarında nükleer endüstri için üretilen kollar, waldos adını almışlar.
Cep telefonu
Motorola’nın araştırma ve geliştirme müdürü Martin Cooper, 1970’lerin başlarında ilk cep telefonunu tasarlarken ‘Star Trek’ten ilham almış. Yüzyılın en büyük icatlarından biri olarak nitelendirilen cep telefonunun mucidi Cooper eseri için, “Bu bizim fantezimiz değil, amacımızdı,” diyor.
Şok tabancası
Gençler için yazılmış bilim kurgu romanlarının zeki kahramanı Tom Swift, 20. yüzyılın başlarının en ünlü edebi karakterlerinden biriydi. NASA fizikçisi Jack Cover Taser’ı bir fan olarak icat etmişti. Taser adını, Swift’in kurgusal icatlarından “Thomas A. Swift’s Electric Rifle” (Thomas A. Swift’in Elektrik Tüfeği) ın baş harflerinden almış.
Ses / film oynatıcısı
Apple’ın bilim insanı Steve Perlman çığır açan multimedya programı QuickTime player (ses/film oynatıcısı)’ı yaratma fikrini karakterlerden birinin bilgisayarda müzik parçaları dinlediği Star Trek: Yeni Nesil’i izledikten sonra düşündüğünü söylüyor.
Sanal Dünya oyunu
Neal Stephenson’ın 1992’de yazdığı Snow Crash (Kar Kazası), insanların kendileri yerine ‘avatar’larıyla var oldukları üç boyutlu online ‘Metaverse’ (gerçeğe yakın sanal dünya) i tüm detaylarıyla tanımlıyor. Ünlü online ortamlardan biri olan Second Life’ın yaratıcısı Philip Rosedale, liseden beri sanal dünya fikriyle ilgilenmiş ve Snow Crash’ı izledikten sonra “yakın gelecekte sanal dünyanın nasıl görüneceğiyle ilgili” fikre vasıl olmuş.
Çeviren: Ceren Kavak
Sabit Fikir'de, 29 Mart 2012 tarihini taşıyan bir yazıda, dosya konusu olarak "Esin Kaynağı Bilim kurgu Olan 10 İcat" başlıklı yazıda, yazar:
"H. G. Wells 1914’te The World Set Free (Özgür Bırakılan Dünya) adlı kitabını yayınladı. Kitap,1933’te 'yapay' bir nükleer enerjinin üretilerek, dünya savaşını başlatacağını ve daha sonra dünyanın barış içinde yaşayacağını konu alır. Kitabı okuyan fizikçi Leo Szilard, kitaptan çok etkilenir ve kitaptan aldığı ilhamla 1932’de nükleer zincir reaksiyonları problemini çözer." şeklinde bir iddiada bulunur ki Giddens, The Consequences of Modernity [Modernliğin Sonuçları] başlıklı çalışmasında bu iddiayı yalanlayan bir şeyler kaleme almıştır:
"Buna rağmen, 1914 yılında, Büyük Savaş'ın patlamasından hemen önce, H.G. Wells, Ernst Rutherford'un çalışma arkadaşlarından biri olan fizikçi Frederick Soddy'den etkilenerek bu tür bir tahminde bulunmuştu. Wells'in The World Set Free adlı kitabı, 1958 yılında Avrupa'da başlayan ve buradan da tüm dünyaya yayılan bir savaş öyküsü anlatılır. Bu savaşta, Coralinum olarak adlandırılan radyoaktif bir maddeden yapılan korkunç bir silah kullanılmaktadır. Wells'in 'atomik bomba' ismini koyduğu bu bombaların yüzlercesi dünya üzerindeki kentlere atılarak büyük yıkımlara neden olur. Bu yıkımı yaygın bir kıtlık ve siyasal kaos dönemi izler ve ardından da İÇİNDE SAVAŞIN SONSUZA DEK YASAKLANDIĞI YENİ BİR DÜNYA CUMHURİYETİ KURULUR."*
Durum şundan ibaret: Dünya büyük kutuplaşmaların içerisinde, iktidar odakları savaş çığırtkanlığına başlamış durumda. Yeni bir dünya savaşının çıkacağını gör(e)memek neredeyse imkânsız. Hal böyleyken Wells'in romanından ilham alan Leo Szilard'ın nükleer zincir reaksiyonları problemini çözdüğünü söylemek her şeyden önce,
1. Yazarın romanının amacına ulaşmadığını
2. Szilard'ın romanı okumazdan önce yaptığı çalışmaların anlamsız, yetersiz ya da gereksiz olduğunu
3. Eserinin sonunda savaşı "sonsuza dek" yasaklayan Wells'in aslında milyonların ölümüne dolaylı yoldan hizmet ettiğini
4. Bir okur olarak Szilard'ın eseri kötüye kullandığını
gösterir ki bu hem Wells'e hem bilime hem Szilard'a hem de okura büyük saygısızlıktır.
Yeni yorum gönder