Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

George Orwell: "Bütün yazarlar bencildir"




Toplam oy: 1189

“Bütün yazarlar gösterişçi, bencil ve tembeldir; yazma motivasyonlarının temelinde de bir sır yatmaktadır.” Bu sözler Eric Arthur Blair’e ait. Fakat biz onu Hayvan Çiftliği ve 1984 gibi eserlerin yazarı George Orwell olarak tanıyoruz.

 

Orwell, onu tarihe geçiren romancılığının yanında aynı zamanda da usta bir deneme yazarıydı. Yazarlık macerası, pastoral bir ortamda geçen çocukluğu, pek ortalarda görünmeyen babası, okulda uğradığı zorbalıklar ve yalnızlığı etrafında gelişirken, George Orwell yazmasının ardındaki motivasyonu şöyle açıklıyordu:

 

“Yazar yaşadığı çağdan etkilenir elbette; hele ki bizimki gibi çalkantılı ve devrim niteliğinde bir çağda yaşıyor ise! Fakat yazmaya başlamadan evvel asla tam olarak bir kenara bırakamayacağı o duygusal tavrı da kazanmış olmalıdır. Geçimini sağlama gerekliliğini bir yana ayırırsak, yazmak için temelde dört neden kaldığını düşünüyorum. Bu nedenler her yazarda mevcuttur ve yaşadıkları atmosfere göre oranları değişir.”

 

İşte, Orwell’e göre bir yazarın yazmasının ardındaki dört neden:

 

Katıksız egoizm: Zeki görünme tutkusu, hakkında konuşulmasını istemek, ölümden sonra hatırlanma arzusu, çocukluğunuzda size laf eden yetişkinler karşısında kendinizi kollamak vs. vs. Tüm bunlar birer neden değilmiş gibi davranmak palavradır, çünkü güçlü birer nedendir bunlar. Yazarlara benzer bir biçimde bilim insanlarında, sanatçılarda, politikacılarda, hukukçularda, askerlerde, başarılı iş insanlarında da vardır bu karakteristik. Kısaca söylemek gerekirse insanlığın üst kabuğudur bu. İnsanlar 30’larına geldiklerinde tümüyle bağımsız olma duygusu karşısında bocalarlar ve çoğunlukla başkaları için yaşayıp angaryalar altında boğulurlar. Fakat şanslı küçük bir grup daha vardır: Bu insanlar ne yaptıklarını bilirler ve hayatlarını sonuna dek kendileri için yaşarlar.  Yazarlar da bu gruba dahildir.  Şunu da söylemek zorundayım ki ciddi yazarlar gazetecilerden daha benmerkezci ve kibirlidirler ve parayla daha az ilgilidirler. 

 

Estetik coşku: Dış dünyanın güzelliği ile kelimeler arasında doğru bir bağ kurmak... Bir nesirdeki sıkılığın ya da iyi bir öyküdeki ritmin yarattığı keyif duygusu. Kişinin hissettiği ve kaybedilmemesi gerektiğini düşündüğü deneyimi paylaşma arzusu. Estetik motivasyon birçok yazarda epey zayıftır, fakat yine de her yazarın ona nedensizce cazip gelen sözcükleri vardır. Eğer bir kitap demiryolu kılavuzu değilse estetik dikkatten bir ölçüde nasibini almıştır.

 

Tarihsel dürtü: Şeyleri oldukları gibi görebilmek, gerçeğe ulaşıp onu gelecek nesillerin kullanımına sunmak arzusu.

 

Politik amaç: Burada politik sözcüğünü en geniş anlamıyla kullanıyorum. Toplumun fikrini değiştirme ve dünyanın gidişatına yön verme arzusu. Tekrar ediyorum, hiçbir kitap politik görüşten tümüyle arınmış değildir. Sanatın politikayla bir işi olmadığını söylemek bile politik bir duruştur.

 

 

 


 

 

EK

 

* Kaynak: Brain Pickings

 

 

 


 

 

>>> Niçin Okumalıyız? // George Orwell

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.