Nasa’nın yıllar sonra Mars’a yolladığı uzay aracı InSight, geçtiğimiz günlerde Mars’a iniş yaptı. Birçok bilimkurgu eserine, sinema filmine konu olan, diğer gezegenlerden farklı olarak insanlığın gözünde çok daha gizemli bir konuma sahip olan Mars, ulaşılmazlığını hâlâ koruyor.
Uzay Baronları, gazeteci Christian Davenport’un araştırmalarına dayanan bir inceleme kitabı. Washington Post’ta yaptığı işlerle –Ebu Gureyb Cezaevi skandalını ortaya çıkarmak gibi– ekibiyle birlikte Pulitzer’e de aday gösterilen gazeteci, kitapta gözünü uzaya dikmiş, takıntılı bir biçimde oraya ulaşmak için her şeyi göze alan bir avuç milyarderin öyküsünü ele alıyor.
Soğuk Savaş sonrasında daha tekdüze bir hale bürünen uzay yarışının, ABD’deki özel sektör uzay şirketleri tarafından nasıl yeniden canlandığı aktarılıyor kitapta. Diğer “baronlara” göre nispeten daha popüler olan Elon Musk, bu yarışın en önemli isimlerinden fakat önemli bir isim olmak onun için kolay olmamış. İnsanların dikkatini çekmek için, bazısı şova kaçan birçok yola başvuruyor. Devletin uzay işinden çekilip yerini özel sektöre bırakmasını savunan ve bu uğurda özel bir uzay şirketi kuran Musk, yaptığı işlerle NASA’nın dikkatini yeterince çekemeyince roketini alıp şehrin ortasında bir yere park ediyor mesela. Bu onun ben buradayım deme biçimi ama bu işin içinde olan sadece o değil, gözünü uzaya diken başkaları da var.
Kitapta anlatılan bir diğer figür olan ve Musk’a göre daha gizemli ve temkinli görünen Amazon kurucusu Jeff Bezos, uzay yarışında bir adım öne geçebilmek için Titanik’i okyanustan çıkaran kâşiflerle görüşüp 1959 yılında Ay’a ilk insanı götüren Apollo 11’in roket düzeneğini derinliklerden çıkarmak için anlaşıyor. (Araçları uzaya kadar götürdükten sonra okyanusa düşmek zorunda kalan roketlerin makus talihi de artık değişmek üzere. Bezos ve Musk’ın roketleri, artık uzaya aracı götürdükten sonra geri iniş yapabiliyorlar.)
Uzay Baronları, aslında hiçbir şeyin tesadüf olmadığını da gösteriyor bizlere. Birdenbire hayatımızda beliren Elon Musk adlı figürün, aslında “uzaya arabasını gönderen adam” olmadan çok daha önce yaptıklarıyla da ilgili: Musk, kendi aracını Mars yörüngesine göndermek için ne kadar çok çabaladı, bu aşamaya nasıl geldi? Bu soruların cevapları yanıtlanıyor kitapta ve aslında güçlü bir Elon Musk figüründen çok, çabalayan, zaman zaman başarısız olan ve ne yapacağını bilemeyen, insanî bir figür var karşımızda. Roket satın almak çok pahalı olduğu için Rusya’ya –tabiri caize çıkma– balistik füze arama telaşına düşen, sonunda ucuza bir roket bulmanın mümkün olmadığına ikna olup kendi roketini yapmaya girişen, her zaman okuyan, yaptığı işin her alanına hakim olmaya çalışan biri Musk.
Kitapta aktarılan “baronlardan” biri de Richard Branson. Virgin Records’un sahibi Branson, işe daha turistik bir yönden bakıyor. Musk ve Bezos, şirketlerden aldıkları paralarla o şirketlerin uydularını uzaya taşırlarken, Branson işi halka indirmeye kararlı: Uzaya turistik seyahatler. Bu uğurda galaktik bir şirket kuran ve uzay turistlerinden henüz herhangi bir proje ortada yokken ücretleri toplamaya başlayan Branson, uzaya kafasını öyle bir takıyor ki altmışından sonra astronot olmaya karar veriyor.
Uzay Baronları, okuması zevkli ve eğlenceli, değişik hikâyelerle süslü dinamik bir kitap. Mars’a gönderilen uzay aracı haberlerini merakla okuyanlar için konuya iyi bir giriş kitabı da.
UZAY BARONLARI
Christian Davenport
ÇEV: Orçun Demir
TURKUVAZ KİTAP 2018
Yeni yorum gönder