İkinci Dünya Savaşı’nın son yılları ve Almanların savaşı kaybetmesi neredeyse garanti olmasına rağmen 10 yıla yakın süredir Avrupa başta olmak üzere tüm dünyayı yakıp kavuran Faşist ideolojiden Türkiye’de nasibini alıyordu. Ana akım medyanın o dönemde de güçlü olan isimlerinden Hürriyet, İsmet İnönü’nün Hitler ile görüşmesini manşetten “Büyük bir iş başarıldı” edasıyla veriyordu. Amerika ve İngiltere gibi ülkelerin liderleri bile Rusya ile masaya oturup Hitler’in faşizmine nasıl son vereceklerini düşünürken, Rusya’nın komünistliği akıllarına gelmezken Türkiye bürokrasisi bu “falso”yu asla es geçmiyordu. Dönemin tüm aydınları mutlaka bir kez bile olsa hapishanenin o soğuk ve korkunç yüzünü görmüştü. Devletin gözünde tüm yazarlar ve sanatçılar birer komünist ajanı, propagandacısı ya da en saf haliyle komünisttiler.
İşte Rıfat Ilgaz da tam bu dönemde adı “Sınıf” olan ve Devrim Yayınları’ndan basılan kırmızı kaplı şiir kitabını yayımlamak hatasında bulundu. O tarihten sonra bu masum öğretmenin masum şiir kitabı ile devlet 45 yıl boyunca sürecek bir savaşa girişti. Ve aslında bu daha başlangıçtı. Yıllar sonra Ilgaz’ın evinin yakınlarına “Rıfat Ilgaz’ı evden atmazsanız burayı tarayacağız…” pankartları açılacak, 70 yaşındayken Cide sokaklarında beş kilometre yürütülecekti Ilgaz, “Cide’nin papazını yakaladık” denilerek… Meslekten, sağlıktan olması da cabası… Gelelim her şeyin başlangıcı olan kırmızı kaplı “Sınıf” adlı kitaba…
Yazar hasta ruhlu, kitabın da edebi değeri yok
1944 yılının başlarında yayımlanan kitaba 25 gün sonra satış yasağı getirilir. Sıkıyönetim Mahkemesi’nin aldığı kararla hakkında tutuklama emri çıkartılır ancak Rıfat Ilgaz kendinden önce birçok arkadaşının maruz kaldığı muameleleri aklına getirerek teslim olmak istemez. Ilgaz’ın ve diğerlerinin durumunu en iyi özetleyen Atilla İlhan olacaktır; “Siyasi polis, işi gücü bırakmış, şairlerin peşine düşmüştü.” (Aydın Ilgaz, Sınıf’ın Efsanesi) Hastalığını sebep gösteren Ilgaz iki aylık doktor raporu alarak tutuklanmayı ertelemeye karar verir. Bu süreçte çabucak geçecek ve 2,5 ay sonra kendisi teslim olacaktır.
Kısa sürede hazırlanan iddianame Türk Ceza Kanunu’nun 142. Maddesine dayandırılıyor bunun içinde “memleket içinde içtimai bir zümreyi, sermayedarları ortadan kaldırmak gayesiyle yazılmış bir propaganda” olduğu öngörülüyordu. Toplanan yetkili mahkeme dize dize tüm şiirleri inceleyecek bu süreçte Ilgaz savunmasını hazırlayacak ancak savunma dikkate bile alınmadan karar aşamasına bir adımda geçilecekti. Karar iddianamede belirtilen gibi ağır olmasa da 6 aylık bir ceza reva görülmüştü Ilgaz’a. Hastalığı iyice ilerleyen Ilgaz için hapiste geçen her süre sağlıklı bir mahkûmdan çalacağından daha çoğunu çalıyordu. Yine de bu cezadan öte soruşturma sırasında yetkili mahkeme heyetince oluşturulan “yetkisiz” bilirkişi raporu Ilgaz’ı daha çok üzmüştü. Rapor aynen şöyle diyordu; “Sınıf adlı kitabın yazarının hasta ruhlu olduğu ve kitabın da edebî açıdan hiçbir değeri olmadığı görülmüştür.” Mahkeme süresince siyasi şubenin ilk durağı olan Sarsaryan Han’da kalmasının ardından Tophane Cezaevi’ne sevk edilir.
Bu süreç onun için zorlu geçecektir. Bütün yaşadıklarını ve gözlemlerini ilerleyen eserlerine büyük bir dikkat ve titizlikle uyarlayan Ilgaz özellikle hastalığının kötüleşmesini sağlayan hapishanenin onu başka bir hapishane haline gelen sanatoryuma mecbur kılması üzerinde duracaktır; İnsanları alabildiğine sevmeyi / Bırakmazlar yanına. / Böyle çekersin cezasını / Üç duvar bir kapı arasında; / Onlardan ayrı / Böylece onlardan uzak. (Parmaklığın Ötesinde adlı şiirinden)
Yine de tüm bunlardan çok Rıfat Ilgaz’ı üzen altı aylık cezanın siciline işlenerek öğretmenliğine son verilmesi için bir neden gösterilmesi olur. Okulda öğrencileriyle en mutlu mesut zamanlarını geçiren Ilgaz için dolaylı yoldan verilen bu karar, verilebilecek cezaların en büyüğüydü. Sınıf ise ancak 45 yıl sonra, 1989 yılının başında mahkeme kararının olduğu bir ek sayfayla basılabildi.
çok saçma bence şiir çok güzel hiç hapse atılcak bir suç bile yokmuş boşuna yatırmışlar 6 ay mekanı cennet olsun
Yeni yorum gönder