Söylenenlere göre, Nobel Edebiyat Ödülünü kazandığını bildirmek isteyen yetkililer, Patrick Modiano’ya bir süre ulaşamamışlar. Sonradan anlaşılıyor ki yürüyüşe çıkmış Modiano; belki de Türkçeye ilk çevrilen Yıkıntı Çiçekleri novellasının başlangıç cümlelerindeki kahramanı gibi Paris sokaklarında dolanıyordu. O romanın kahramanıyla aynı düşünceler içinde olup olmadığını ise bilemeyiz elbette; ödülünü alırken yapacağı konuşmada açıklayabilir... 10 Aralık’ı bekleyip göreceğiz...
Can Yayınları, zamanında (1993), Türkiye’de ilk kez yayımlanan Modiano’yu “çağdaş roman cangılında bir keşif” olarak nitelendirmiş; Yıkıntı Çiçekleri’nin arka kapağında... Ancak keşfimiz biraz uzun sürmüş olacak ki, Modiano’nun o günlerden bugünlere çok sayıda kitabı Türkçeye çevrilmiş olmasına karşın, söz konusu kitapların yeniden basılmasına hiç gerek duyulmamış! (İtiraf edelim, Nobel açıklandığında ve onun adını duyduğumuzda bir an için bir boşluğa düşmüş gibi olduk.) Şimdilerde ise, biraz da kaçınılmaz olarak, bazı kitaplarının yeniden yayımlanacağı açıklandı Modiano’nun: Bir Gençlik ve En Uzağından Unutuşun isimli romanları bu ay başından itibaren yeniden kitapçı raflarında “görünür” oluyor.
Nobel vesilesiyle Patrick Modiano’nun adını andığımız kadar, Haruki Murakami’den de bahsettik. Ödül bahisçileri yine yanılmış, Murakami bu yıl da Nobel’i kazanamamış olabilir ama onun bir “kaybeden” olduğunu kimse söyleyemez sanırım. Örneğin son kitabının İngilizce çevirisi Britanya’da satışa sunulduğunda kitapçılarda uzun kuyruklara sebep olan ve yine o son kitabı, kapak görseli Kraliyet Opera Binası ve Tate Modern'in dış cephesine projeksiyonla yansıtılarak “karşılanan” bir yazar var ne de olsa karşımızda. Üstelik, sözünü ettiğimiz o son kitabının –Renksiz Tsukuru Tazaki'nin Hac Yılları– Türkçesinin çok yakın bir zaman önce yayımlandığını hesaba katarsak, Murakami, bir süre daha dilimizden düşmeyecek sanki.
İşte tam da bu noktada, Modiano ile Murakami arasında gidip gelirken, gerçekten unutulmuş gibi görünen bir isimden bahsetmek gerekiyor belki de: Kenyalı yazar Ngũgĩ wa Thiong’o’dan... Nobel’in açıklanmasına günler kala, o meşhur bahis sitelerinde, ismi bir anda üst sıralara tırmanmıştı, hatta bir ara, Nobel’i kazanma olasılığı olan yazarlar listesinde Murakami’nin ardından ikinci sıraya bile yerleşmişti Ngũgĩ wa Thiong’o. (Bu arada bahisçiler, Modiano’ya en son 10/1 veriyorlardı!) Ancak sonradan yüzüne pek bakılmaz oldu.
Tabii belki de bütün bunlar, genelde hep biraz uzaktan baktığımız Afrika edebiyatıyla aramızı ısıtmak için iyi bir başlangıç olabilir. Hatta tam da bu yıl içinde, Bir Buğday Tanesi isimli romanı yayımlanmışken Ngũgĩ wa Thiong’o’nun Türkçede. Bir Buğday Tanesi, Kenya'da 1952-1960 yılları arasında ilan edilen olağanüstü halle iç içe geçen yaşamları anlatıyor...
* Görsel: Selman Hoşgör
Yeni yorum gönder