Yazarlık her ne kadar doğrudan yaratıcılıkla ilgili görünse de bir yönüyle de oldukça teknik bir iş. Öte yandan yazarlığa adım atmak da bir hayli zor. Yazdığınız hikaye yeterince gerçekçi olacak mı? Kurgu bir noktada fire verecek mi? Okurlar beğenecek mi? Henüz yazarken okurların hikayemiz hakkında ne düşüneceğini elbette bilemeyiz ama bazı hususları göz önüne almak yazarlık maceramızdaki bu ilk adımda işimizi hayli kolaylaştırabilir. Eğer siz de kendinizi bir hikayenin eşiğinde hissediyorsanız bu 5 öneriye kulak vermek isteyebilirsiniz:
1. Karakterlerinizin birer sebebi olmasına dikkat edin. Nasıl ki bizler gündelik hayat içinde amaçsızca dolanıp durmuyorsak karakterlerimizin de kurgunun içinde amaçlar doğrultusunda hareket etmesi beklenir. Bu ölen babasının intikamını almak ya da sevdiği kızı kurtarmak için canavarlarla savaşmak gibi büyük ve ulvi bir amaç olmak zorunda değildir elbette. Ama bir düşünün, cinayet işlemek yönünde bir motivasyonu olmayan bir seri katil ne kadar inandırıcı gelir kulağa?
2. Ana hikayenizi büyütmeye ve geliştirmeye çalışın. Aynı kısır kurgu içinde sürekli kendini tekrar eden bir hikayeyi okumak okur açısından pek de tatmin edici değildir. Neden-sonuç ilişkisi hem hikayenizdeki durumları gerekçelendirmenizi sağlayacak, hem de nedensellik bağı içinde oluşan yan hikayelerle anlatınıza zenginlik katacaktır.
3. Yan karakterlerinize canlılık katın. Hikayenizin ana karakterin etrafında dönmesi elbette normal ama yan karakterlerinize katacağınız canlılık hikayenizi zenginleştirmekle kalmaz, sizin karakter yaratmaktaki becerinizi de ortaya koyar. Yan karakterleri yaratırken klişelere ve prototiplere başvurmak okurun okuma zevkini zedeleyen bir durumdur. Zalim ve kötücül bir üvey anne karakteri kadar sevecenliğinden gayrı bir özelliği bulunmayan, salt iyicil bir anne karakteri de klişedir. Kurgu içindeki karakterlerin de tıpkı günlük hayattaki insanlar gibi iyi ve kötü yanları, çekici ve karanlık yönleri olmalıdır ki inandırıcılıkları artsın.
4. Ana karakterinizin hareket halinde olmasına özen gösterin. Zira anlatmaya çalıştığınız hikaye esasen ana karakterinizin hikayesi ve harekete geçip eylemlerde bulunmayan, etrafıyla etkileşime girmeyen bir karakterin hikayesinin gelişmesi de pek olası değildir. Gözlemci pozisyonu anlatıcılığa müsait olsa da, ana karakterler için pek uygun sayılmaz.
5. Kendinize inanın. Bir kitap yazmak uzun soluklu bir maceradır ve sizi bu maceranın sonuna dek taşıyacak en temel şey kendinize ve yeteneğinize duyduğunuz inançtır. İnancınızı kaybetmeyin, gerekli görürseniz kuralları yıkmaktan çekinmeyin ve çalışmaya devam edin.
Kaynak: Bustle
Yeni yorum gönder