Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

İlk kitabınızı yazmaya başlamadan evvel dikkate almanız gereken 5 öneri




Toplam oy: 643

Yazarlık her ne kadar doğrudan yaratıcılıkla ilgili görünse de bir yönüyle de oldukça teknik bir iş. Öte yandan yazarlığa adım atmak da bir hayli zor. Yazdığınız hikaye yeterince gerçekçi olacak mı? Kurgu bir noktada fire verecek mi? Okurlar beğenecek mi? Henüz yazarken okurların hikayemiz hakkında ne düşüneceğini elbette bilemeyiz ama bazı hususları göz önüne almak yazarlık maceramızdaki bu ilk adımda işimizi hayli kolaylaştırabilir. Eğer siz de kendinizi bir hikayenin eşiğinde hissediyorsanız bu 5 öneriye kulak vermek isteyebilirsiniz:

 

1. Karakterlerinizin birer sebebi olmasına dikkat edin. Nasıl ki bizler gündelik hayat içinde amaçsızca dolanıp durmuyorsak karakterlerimizin de kurgunun içinde amaçlar doğrultusunda hareket etmesi beklenir. Bu ölen babasının intikamını almak ya da sevdiği kızı kurtarmak için canavarlarla savaşmak gibi büyük ve ulvi bir amaç olmak zorunda değildir elbette. Ama bir düşünün, cinayet işlemek yönünde bir motivasyonu olmayan bir seri katil ne kadar inandırıcı gelir kulağa?

 

2. Ana hikayenizi büyütmeye ve geliştirmeye çalışın. Aynı kısır kurgu içinde sürekli kendini tekrar eden bir hikayeyi okumak okur açısından pek de tatmin edici değildir. Neden-sonuç ilişkisi hem hikayenizdeki durumları gerekçelendirmenizi sağlayacak, hem de nedensellik bağı içinde oluşan yan hikayelerle anlatınıza zenginlik katacaktır.

 

 

 

3. Yan karakterlerinize canlılık katın. Hikayenizin ana karakterin etrafında dönmesi elbette normal ama yan karakterlerinize katacağınız canlılık hikayenizi zenginleştirmekle kalmaz, sizin karakter yaratmaktaki becerinizi de ortaya koyar. Yan karakterleri yaratırken klişelere ve prototiplere başvurmak okurun okuma zevkini zedeleyen bir durumdur. Zalim ve kötücül bir üvey anne karakteri kadar sevecenliğinden gayrı bir özelliği bulunmayan, salt iyicil bir anne karakteri de klişedir. Kurgu içindeki karakterlerin de tıpkı günlük hayattaki insanlar gibi iyi ve kötü yanları, çekici ve karanlık yönleri olmalıdır ki inandırıcılıkları artsın.

 

4. Ana karakterinizin hareket halinde olmasına özen gösterin. Zira anlatmaya çalıştığınız hikaye esasen ana karakterinizin hikayesi ve harekete geçip eylemlerde bulunmayan, etrafıyla etkileşime girmeyen bir karakterin hikayesinin gelişmesi de pek olası değildir. Gözlemci pozisyonu anlatıcılığa müsait olsa da, ana karakterler için pek uygun sayılmaz.

 

5. Kendinize inanın. Bir kitap yazmak uzun soluklu bir maceradır ve sizi bu maceranın sonuna dek taşıyacak en temel şey kendinize ve yeteneğinize duyduğunuz inançtır. İnancınızı kaybetmeyin, gerekli görürseniz kuralları yıkmaktan çekinmeyin ve çalışmaya devam edin.

 

 


 

 

 

Kaynak: Bustle

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.