Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Kararsız Okur: Bir uzunluk birimi olarak roman




Toplam oy: 774

Roman, çıkış noktasına ve gelişimine bakıldığında bir uzunluk birimi olabilir pekala modern insan için! Ama iş zamana gelince değişiyor, dönüşüyor. İnsanın ömrü kısa, zamanı kısa, dünya üzerinde aldığı mesafeler kısa. O zaman neden okuyup yazdıkları uzun olsun ki?! Bir uçuş süresince okunup bitecek romanlar, üç beş paragraftan ibaret öyküler, sosyal medyada dile getirilip paylaşılacak aforizmalaştırılmış düşünce parçaları... Ve nihayetinde hoşgeldin novella çağı.

 

Dünya edebiyatı içinde roman gözle görülür derecede kısalıyor. Kısalırken de klasik tanımlamanın dışına çıkıp ister istemez yeni bir içerik oluşturuyor. Kararsız Okur bu ay romanı bir ölçü birimi olarak kullanmaya kararlı. En uzunlar ve en kısalar arasında mekik dokuyup edebiyata klasikler hediye etmiş usta edebiyatçıların novellalarından, en genç yeteneklerin yazdıklarına uzanıyor. Ve soruyor: "Bana okuduğun romanın sayfa sayısını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim," giderek bir atasözü mü oluyor?!

 

 

 

(İmajı büyütmek için tıklayınız.)

 

 


 

* Görsel: Sedat Girgin

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.