1896 yılında Fenton Outcault, New York World gazetesinde Sarı Çocuk isimli bir gazete bandı çiziyordu. Outcault, zaman zaman kare kare ilettiği serisine devrimsel bir yenilik kattı; çizimlerinin içine konuşma balonunun atası yazılar yazmaya başladı. Çizgi romanın 19. yüzyılda başlayan serüveni, 1992'de Spiegelman'ın Maus isimli çizgi romanının Pulitzer Ödülü'nü almasıyla taçlandı.
Edebiyatın hiçbir kolu, çizgi roman gibi dilediği kadar evin içinde dilediği kadar dışında kalma ayrıcalığına sahip olmadı. Çizgi romanlar zaman zaman öyle üretim süreçleri sundular, öyle iletişim dilleri tutturdular ki edebiyat şemsiyesi altında değerlendirilmelerine karşı çıkanlar oldu. Ancak çizgi romanlar zaman zaman da, iyi bir edebi eserin barındırması gereken tüm özellikleri sayfalarında gururla taşıdılar- misal; Watchmen'den beri, Time dergisinin "Gelmiş Geçmiş En İyi Romanlar Listesi" çizgi roman da içeriyor.
Çizgi romanlar, edebiyatın tam kalbine sokulabildikleri gibi, bazen de edebiyatın tam kalbinden klasik edebi eserleri alıp, görselleştirip bu eserlerin etki alanlarını genişlettiler. Bu halleriyle edebiyatın kapladığı toplam alanı, hükmettiği krallığın sınırlarını genişletmiş oldular.
Bu ayki KararsızOkur sayfasına çizgi romanların bulaşıp bölündüğü tüm özerk alanarından örnekler koymak istedik. Ana akımı takip eden çizgi romanlar, edebiyatın kalbinden örnekleri kendi nüfuz sahasında yeniden yorumlayan çizgi romanlar, edebiyatın kalbinden doğan çizgi romanlar... Okur, çizgi romanlar alemine istediği kapıdan girebilsin istedik.
(Görseli büyütmek için tıklayınız.)
Görsel: Onur Atay
Yeni yorum gönder