Bugüne değin pek çok büyük yazar; çok boyutlu, içinde karşıtlıklar bulunduran bazı zor karakterlerini, çok katmanlı ve eklektik ruhlara sahip kedilerden yontmayı seçti. Kediler tarihsel bagajlarını kullanarak ve uzun birlikteliğimiz sonucu kültürel sembollere dönüşerek yazarların okurlarıyla arasındaki mesafeyi kısaltmalarına zaman zaman yardımcı oldular. Kediler, edebiyat evrenine sadece simgesel güçlerini veya kültürel alanda kapladıklarını kullanarak farazi karakterler olarak dahil olmadılar. Bazı kanlı canlı tüy yumakları büyük yazarların kucaklarına atlayıp hayatlarına ve dolaylı olarak edebiyat evrenine ön kapıdan girdiler. Büyük yazarları şekillendiren tecrübelerin parçaları oldular. Bunu; Poe'yu kıskandırarak, Bukowski'yi gevşeterek, Yeats'i arkalarına gizleyerek, Johnson'ı istiridye almaya yollayarak, Lessing'e nefes olarak, Chandler'a şımararak başardılar. Pek çok yazarı öyle derinden etkilediler ki, artık bu yazarların sanatlarının hamuruna sızmaları kaçınılmaz oldu.
Kedi (2016) belgeselinin başarısı üzerinden kediler, uzun zamandan beri ilk defa ağız dolusu "en azından..." diyebilmeyi hepimize hediye ettiler. En azından kedilerle sokaklarımız paylaşmayı çoğumuzun bildiğini hatırladık. Bu iyiliği karşılıksız bırakmadık ve KararsızOkur'a kedi-edebiyat bağlantısını taşıdık.
(Görselin büyük hali için tıklayınız.)
Yeni yorum gönder