Günümüz bilim ve teknolojisinin ulaştığı seviyeyi kedilere borçlu olduğumuz söylenir. Kilisenin cadılıkla suçladığı kediler Ortaçağ Avrupa'sından temizlendi ve kentler fare istilasına karşı savunmasız kaldı. Fareler ve pirelerinin sırtındaki veba, kıtanın üzerinden silindir gibi geçti ve halkın kedi kıyımından sorumlu tuttuğu kilisenin otoritesi onarılamayacak şekilde sarsıldı. Kiliseden doğan boşlukta da bilimsel düşünce filizlendi.
Bilimi nasıl kedilere borçluysak, bugün bildiğimiz şekliyle sanatı da fotoğraf makinesine borçluyuz. Fotoğraf makinesinin 19. yüzyıl boyunca gelişmesiyle, plastik sanatlar, temel amacı anı dondurmak olan, sıkı kurallara bağlı bir zanaat olmaktan çıktı. Kopyalama ve zamanı dondurma işini fotoğraf üstlenince, sanat soyut kavramlarla ilgilenebilecek zaman ve alan buldu. Klasik resmi, önce empresyonistler(Manet, Monet, Pissarro) hırpaladı; sonra Primitivizm (Gaugin), Pointilizm (Seurat), Fovizm (Matisse), Kübizm (Picasso, Braque, Leger) ve Ekspresyonizm (Munch, Kandinsky, Kirscher) sanatı tamamen özgürleştirdi. Resim sanatıyla başlayan bu dalga, tüm kültür-sanatı ve düşünceyi yeniden yapılandırdı, edebiyat da bu dönüşümden nasibini aldı.
Fotoğraf makinesinin ateşini yaktığı, Birinci Dünya Savaşı ile sona eren büyük dönüşüm atmosferinde yazılan romanlardan öne çıkanları bu ayki KararsızOkur'a taşıdık. Fotoğraf makinesine bir reveransla, fotoğraf sanatına ve felsefesine ilgi duyan okur için de seçenekler oluşturduk.
Devrin sonu
Mesafelerin buhar makinesiyle kısaldığı, günlerin elektrikli aydınlatma direkleriyle uzadığı; tüm rutinlerin kırıldığı; sanat, bilim, felsefe ve teknolojinin birbirlerini besleyerek el ele yükseldiği bu altın dönem savaşı askerlerden alıp tüm topluma yayan "topyekun savaş"la karşı karşıya kaldı. Birinci Dünya Savaşı patlak verdi ve tarihin ilk topyekun savaşının sıcaklığını ve travmalarını şehre indirdi.
Savaş uzadıkça her toplum daha fazla gencini mitralyözlerin namlusunun ucuna yollamaya başladı. Cepheden zafer haberleri yerine tabutlar geldikçe cephe yolcusu taze askerler göz göre göre ölüme yollandıklarının artık farkındaydılar. Bu ortama bir gün Somme yakınlarındaki bir kasabadan geçen bir bölük Fransız askeri, bir anda mezbaha yolundaki koyunlardan farksız olduklarını anladılar ve yol boyu koyun gibi melediler.
Sanatın yeni ilerlemeci ve yenilikçi tavrının , en önemli özelliği şaşırtarak ve hatta şoke ederek dikkatleri üzerine çekmesiydi. Meleyen askerlerin ölüme yürüdüğü bir dünyada, resimler kimseyi şaşırtmazdı.
(Görselin büyük hali için tıklayınız.)
1890-1915 arası dünyada gelişmeler
1890 - Eyfel Kulesi tamamlandı.
1891 - Carnegie Hall açıldı.
1892 - Edison ilk film stüdyosunu kurdu.
1893 - Uluslararası Olimpiyat Komitesi kuruldu.
1894 - Fransız ordusunda Dreyfus vakası ve "Suçluyorum!" (Zola)
1895 - Wilhelm Rönteng, röntgen cihazını vuldu.
1896 - Freud ve psikanaliz.
1898 - İlk flaşlı fotoğraf.
1899 - İlk ses kayıt cihazı.
1900 - Max Plank kuantum fiziğinin temellerini attı.
1901 - Marconi radyosu.
1902 - İlk gramofon.
1903 - Wright Kardeşlerin ilk uçuşu.
1905 - Einstein Özel Görelilik Teorisi'ni yayımladı.
1906 - Finlandiya kadınlara oy verme hakkı tanıdı.
1907 - Picasso ve kübizm.
1909 - Plastik bulundu.
1910 - Halley Kuyruklu Yıldızı görüldü.
1911 - Amudsen Güney Kutbu'na ulaştı.
1912 - Titanik battı.
1913 - Seri üretim - Ford.
1914 - Avusturya-Macaristan Veliaht Prensi Ferdinand Saraybosna'da suikaste uğradı: Birinci Dünya Savaşı
Görsel: Onur Atay
Yeni yorum gönder