Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

KararsızOkur // "Öteki" toprakları "yuvaya" taşıyan edebiyatçılarımız




Toplam oy: 639

Bu ayın kapak konusu, Türkiyeli edebiyatçıların eserleriyle yurt dışı serüvenleri olunca, KararsızOkur'u da Türkiyeli edebiyatçıların buraya taşıdıkları kentler ve bu kentleri bize sunan kitapları üzerine kurduk. Kentlerin ve kültürlerin zamanla dönüşen organik oyun alanları olması ve sundukları tecrübelerin de zamanla değişmesinden hareketle, bireyin dünya ile ilgili belli bir farkındalık düzeyi yakalaması için ikincil veriye bağımlılığından bahsetmek mümkün. Bu anlamda edebiyatçılar, kelimeler vasıtasıyla kurabildikleri güçlü iletim kanallarıyla ikinci el tecrübe kaynağı olarak değerliler.


Edebiyatçılar bazen içselleştirdikleri kentler için gezi kitapları yazarak, bazen anılarında o kentlere özgü tecrübelere yer verip oralara has tatları sunarak, bazen yabancı şehir ve küfürlerden toplandıklarından yarattıkları karakterleri metinlerine gömerek, bazen bu şehirleri hikayelerine oyun alanı olarak seçerek buralara taşımışlar. Biz de uzak şehirleri buraya taşıyan edebiyatçılarımızın bu kitaplarını ve beslendikleri "öteki" toprakları bir haritada bir araya getirmek istedik. Belki bir dahaki gezinizden önce, gideceğiniz şehri başka türlü bir "tanıdıktan" dinlemek istersiniz.

 

 

 

 

(Görseli büyütmek için tıklayınız.)

 

 

1- Enis Batur - İki Deniz Arası Siyah Topraklar  Bordeaux Seyahatnamesi


“Montaigne'in kulesinden, şarap bağlarından başlayan, ama kuzeyde Loti'nin evine, güneyde Benjamin'in mezarına, Lascaux mağarasına ve Gaudi'ye...”

 

2- Ahmet Hamdi Tanpınar – Yaşadığım Gibi


“Benim Paris seyahatim: Yirmi bir sene evvel gelmem lazım gelen yere şimdi geliyorum. Bugünkü Avrupa, fikirlerimin, itiyatlarımın ve ideallerimin hazin bir mezarlığıdır. Hakikatte ben Avrupa’da bir hortlak değilse bile, bir artık gibi dolaşıyorum.”

3- Cenap Sahabettin - Beyrut, Filistin ve Nablus İzlenimleri

 

4- Füruzan – Balkan Yolcusu


Bosna-Hersek, Makedonya, Bulgaristan, Yunanistan – gezi-röportaj demeti

 

5- Erdal Öz - Bir Gün Yine Allı Turnam


Sovyetler Birliği gezisinden onda kalanları Allı Turnam isimli kitabıyla yayımlamıştı. Berlin duvarı yıkıldıktan sonra bir süre basılı görmek istemediği kitabını daha sonra bir takım eklemelerle Bir Gün Yine Allı Turnam ismiyle yeniden yayımladı. 

 

  
6- Ahmet Haşim - Frankfurt Seyahatnamesi

 

1930’ların Frankfurt'undan 20 kısa yazı

 

7- Nedim Gürsel - Paris Yazıları


8- Haldun Taner  - Berlin Mektupları

 

1935-84 arası Berlin anıları: Hitler’in yükselişi, siyasal mücadeleler, soğuk savaş yılları, füze rampaları, yeşiller hareketi, Türk işçiler sorunu...

 

9- İlhan Selçuk - Uzak Komşu Rusya'dan Gezi Notları


10- M. Cevdet Anday - Sovyet Rusya Azerbaycan Özbekistan Bulgaristan Macaristan


11- Yusuf Ziya Ortaç - Göz Ucuyla Avrupa

 

12- Selahattin Batu: Avusturya ve Venedik Günleri


13- Demir Özlü: Kanal Kentlerinde Berlin Amsterdam


14- Hıfzı Topuz – Elveda Afrika, Hoşca Kal Paris


15- Cüneyt Ayral – Benim Paris’im

 

16- Selahattin Batu – İspanya Büyüsü


17- Fikret Otyam -  Ne Biçim Amerika Ne Biçim Rusya ve İran Afganistan Pakistan


"Ne görebildiysem onları yazdım, biraz da ne gösterildiyse..."

 

18- Demir Özlü  - Paris Günleri

 

“Kafamda uğuldayan Paris’i yalnız görmeliyim. Yalnızlık ne kadar sıkıntı verecek olursa olsun.”

 

19- Şevket Rado -  Amerikan Masalı


20- Hasan Âli Yücel – İngiltere Mektupları


21- Işıl Özgentürk - Büyülü Bir Yolda – İran, Pakistan, Hindistan, Nepal

 

“Hiç bitmemesini istediğim için o yoldaki ben'i anlatmaya çalıştım. Hepsi bu.”

 

22- Burhan Arpat - Avusturya Günlüğü


23- Nedim Gürsel – Bir Avuç Dünya


24- Mîna Urgan - Bir Dinozorun Gezileri


İnsanları tanımayı hedefleyene gezilerinden notlar.

 

Bonus:

 

 
25- Seydi Ali Reis Mir'âtü'l Memâlik


Süveyş Kaptanı olduktan sonra gördüklerini yazmıştır. Tamamlanma tarihi 1557'dir.

 
26- Evliya Çelebi -  Seyahatname


1682’deki vefatına kadar tam 50 yıl boyunca gezdi. 


 

 


 

 

 

Görsel: Onur Atay

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.