Jane Austen, ölümünden 200 yıl sonra bugün hâlâ çok okunuyor ve hâlâ çok sayıda romanın hamurunda bulunabiliyor. Austen'ın döneminde müthiş bir yenilikçilikle açtığı yol ve kurguladığı formül, iki yüzyıldır yazarları ve okurları peşinden sürükledi; zaman içinde romanlara gire gire, okurlar tarafından okuna okuna artık ana akımının parçası oldu. Austen, doğaüstü acayiplikler ve her zaman tutarlılık kaygısı olmayan bir olay örgüsü etrafına sarılan, aşırı duygusal melodramların ve gotik-romantik romanların hüküm sürdüğü bir dönemde ortaya çıktı. Çağdaşlarının aksine, sıradan insanları, bildik mekanları ve herkesin başına gelebilecek olayları konu edildi. Realizm, romantizm ve mizahı birlikte kullanırken fazla büyük oynamaktan da uzak durdu. Realist bir tavırla 19.yüzyıl başındaki kadınların toplumdaki yerini, okurun gözüne sokmadan arka planda gösterirken, en önde duran her zaman kararlı kadın karakterleriyle, mutlu-sonlarıyla, diyalog ağırlıklı anlatıımıyla yazı karakterini belirginleştirdi. Bu düzen artık bize çok tanıdıkken, Austen'ın dönemi için özgün ve son derece yenilikçiydi; Austen her zaman direnecek bir dengeyi yakalamıştı.
Austen'ın değeri ölümünden sonra anlaşıldı. Kitaplarından pek kazanmadı. 100 yıl öncesinde çoğunlukla erkelerin okuduğu bir yazardı; Winston Churchill, Jane Austen ve antibiyotiği savaşı kazanmasındaki yardımcılarından gördüğünü söylemişti. Ancak beyazperde onu kadınlara seslenmek için kullanmaya karar verince Austen algısı hızla değişti. Gurur ve Önyargı romanının ilk Türkçe baskısında "aşk" kelimesinin kapağa taşınmasına ve kitabın isminin Aşk ve Gurur olarak çevrilmesine Austen'ın romantik yönünün parlatılmasının yerel ölçekteki yansıması olarak bakılabilir. Bu ay, Austen'ın popüler kültürün çiğnemeyi sevdiği tek boyutunu parlatmak yerine, günümüzü şekillendiren figürlerden biri haline getiren geniş çerçevesi içine oturtan bir Kararsız Okur sayfası oluşturduk.
(Görselin büyük hali için tıklayınız.)
Görsel: Onur Atay
Yeni yorum gönder