Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Karne: Tam Benim Tipim




Toplam oy: 1319

Kitabı baskısı, kapağı ve iç sayfaları yönünden değerlendirdiğimiz Karne'nin baskı kritikleri Libris Lipum, tasarım kritikleri Bila Perve tarafından yapılmıştır.

 

Kapak



Orijinal edisyonda lüks ve karton kapak versiyonlarının tasarımları farklı olarak üretilmiş. Sert kapak turuncu ya da mavi seçenekler sunuyor. Siyah ve gümüş renk alternatifleriyle basılan karton kapaklı edisyonun ise tasarımı farklı. Ancak Türkiye’deki versiyon sert kapağın tasarımı üzerinden gidilerek ve sadece mavi olarak üretilmiş. Türkiye’de böyle bir kitaba yoğun bir ilgi olmayacağını varsayan yayınevinin haklı sayılması gerektiğini de belirtmeden geçmeyelim. Kapak tasarımı elbette orijinalinin yerelleştirilmesiyle oluşturulmuş. Ancak genellikle olduğunun aksine bu kez iyi bir yerelleştirme ile karşı karşıyayız. Gerek kapaktaki yazıtipi seti seçiminin, gerek kullanılan bristol kartonun mat yüzeyine baskı yapmanın isabetli kararlar olduğunu ortada. Kapağa amazon.com’a referansla konulan “yılın en iyi kitaplarından” cümlesi ile Bir Font Kitabı alt başlığı ve yazar Simon Garfield’ın isminin aynı yazıtipinin farklı büyüklükleriyle yazılması okunaklılık açısından biraz işi karıştırsa da orijinalinin kalitesini koruyarak tasarlanmış bir kapakla karşı karşıyayız. Arka kapak görece uzun ama keyifli bir tanıtım yazısı içeriyor. Sırt olması gerektiği gibi, okunaklı ve çarpıcı.




İç sayfalar





Bu sütunlarda içerikle ilgili yorum yapmıyoruz. Ancak bu kez mesleki temas halinde olduğumuz bir mesele olduğu için kitabın adının çevirisi ile ilgili de iki kelamımız var. Aslında genel yaklaşım olarak kitabın metni doğrudan çevrilmemiş, yerelleştirilmiş. Pek çok espiri ve başlığın birebir çeviriye takılmadan kültürümüzdeki duygu karşılıklarının kullanılması kitabı sempatikleştiriyor. Ancak kitabın isminde olduğu gibi içeriğinde de (özellikle teknik terimlerin kullanıldığı bazı yerlerde) çeviri ile ilgili önemsediğimiz bazı sorunlar var. Sabri Gürses gibi işini bilen bir çevirmenin elinden çıkmış olmasına rağmen, bazı yerlerde İngiliz dili doğrudan Türkçe ile karşılandığı için, anlam zenginliği korunamamış. Örneğin orijinalinde Love Letters başlığını taşıyan sunuş yazısı (introduction) Aşk Mektupları olarak çevrilmiş. Oysa Letters sözcüğü İngilizce’de “mektup, belge, evrak” anlamına geldiği kadar “basmak, dizmek, kitap harfiyle yazmak ve başlık atmak” anlamlarına da geliyor. Hand caligraphy sözcüğü, yerine göre dilimizde kaligrafi ya da hattat işi gibi içerdiği anlam zenginliğini taşıyabileçek biçimde söylenebilecekken el yazısı olarak doğrudan karşılığı tercih edilmiş. Bu ve benzeri pek çok tercih metni yavanlaştırarak anlam zenginliğini zayıflatmış. Biz yine de çeviri kritiğini çevirmenlere bırakıp konumuza dönelim. Kitap orijinali ile aynı ebatta olduğu gibi, iç tasarımlar da farklı değil. İç baskısı da orijinali gibi tek renk. Kenar boşlukları, sayfa numaraları yeterli ve yerli yerinde. Kullanılan birinci hamur kağıt baskıyı iyi taşıyor ve arka vermiyor. Künye bilgileri ayrıntılı bir biçimde verilmiş. Zengin içerikli bir başvuru metni niteliğindeki bir kitap. Keşke büyük ebat ve renkli bir versiyonu da olsaydı.


 

Baskı



Selofansız kapak uygulamaları genellikle sorunludur bu da istisna değil, kesim sorunları var. Sırt dikişi kalınlık yapmış. Baskı, katlama ve sırt düzgünlüğü iyi.

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.