Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Klasiklerin en kısa ve en acımasız özetleri!




Toplam oy: 249

John Atkinson, klasikleşmiş kitapları hayli muzip bir dille, olabilecek en kısa şekilde özetlediği projesiyle tanınan bir illüstratör. İllüstrasyonlarla bezeli bu alışılmadık "özetleri" Abridged Classics adıyla kitaplaştıran Atkinson'ın çalışmalarından birkaç tanesini seçerek Türkçeye çevirdik.

 

Atkinson'ın eline düşen usta yazarlar, yapıtlarının bu şekilde özetlendiğini duysa mezarlarında ters dönerlerdi herhalde! Ancak yine de bu hınzır özetlere bakmaktan gizli bir zevk aldığımızı inkar etmek zor. Klasikler konusunda "spoiler" uyarısı yapmak adetten değildir pek ama Atkinson romanların sonuna dair imalarda bulunmaktan çekinmemiş, o yüzden, dikkat!

 

 

 

 

 

Karamazov Kardeşler: Kardeşlerin hepsi birbirinden kavgacı; babaları da. Rusya da onlardan farksız.

 

Çavdar Tarlasında Çocuklar: Huysuz çocuk sürekli şikayet ediyor. Kırmızı bir şapkası var.

 

 

 

 

 

 

Savaş ve Barış: Herkes mutsuz. Kar yağıyor.

 

 

Gazap Üzümleri: Çiftçilik berbat bir şey. Yolculuk var ufukta. Yolculuk da berbat bir şey!

 

 

 

 

 

1984: Distopik bir geleceğin kehaneti (şimdi sıradan bir salı gününden farksız).

 

Sineklerin Tanrısı: Kısılıp kalmış gençler her konuda rezaletler; birbirlerini öldürmek dışında!

 

 

 

 

 

 

 

Don Quixote: Adamın biri, ki delinin tekidir, değirmene saldırır.

 

 

Moby Dick: İnsan balinaya karşı. Balina kazanır.

 

 

 

 

 

 

Ulysses: Dublin vs. Hiç bitmeyen bir cümle.

 

Güneş Gene Doğar (Hemingway): Kayıp kuşak kafayı bulur. Halen kayıplar.

 

 

 

 

 

Suç ve Ceza: Katil vicdan azabı duyar. İtiraf eder. Hapse girer ve daha iyi hisseder.

 

Cehennem (Dante): Kızılca kıyamet kopar!

 

 

 

 


Uğultulu Tepeler: Kardeş ama kardeş olmayan iki kişi aşka düşer. Etraf epey sislidir.

 

Odysseia: Kıdemli savaşçı bir türlü evine dönemez. O da gider herkesi öldürür!

 

 

 

 

 

Walden: Adamın biri iki yıl boyunca dışarıda bekler durur. Hiçbir şey olmaz.

 

Beowulf: Kahraman canavarı öldürür vs vs. Ejderha da kahramanı öldürür.

 

 

 

AB

 

 

 


 

 

 

Kaynak: Sad and Useless

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.