Doğu Yücel’in çalışma ortamında -onu yakından takip edenlerin tahmin edebileceği gibi- fantazya, bilimkurgu ve korku hikayelerinden aşina olduğumuz çok sayıda figür karşılıyor bizi – elbette kitapların yanı sıra... Iron Maiden’ın Eddie’sinin de başrolde olduğunu söyleyebiliriz. Benzer bir durum, masası için de geçerli hiç kuşkusuz...
(Fotoğrafı büyütmek için tıklayınız.)
Ve işte bu masadan çıkmış bir metin; Doğu Yücel’in kendi öyküsünden uyarladığı tiyatro oyunundan bir bölüm:
Galip evin içinde karanlığın ortasındadır. Bir anda alarm panelinde MUTFAK’ın karşılığındaki sensör ışığının yanıp söndüğünü fark eder. Hisleri teyit edilmiştir: Evde biri vardır! Raftan sert bir obje alır. Sonra telefon fenerini mutfağa tutar. Kimse yoktur. Rahatlamıştır. ... Birden alarm panelinde SALON’un karşılığındaki sensör ışığının yandığını fark eder. Feneri oraya tutar. Kimse görünmüyordur. Derken salonun köşesindeki koltukta oturan birinin gölgesini fark eder.
GALİP: Sakın kımıldama, silahım var!
Oturan kişi ayağa kalkar. Evin eski sahibidir bu.
EV SAHİBİ: Çok özür dilerim.
GALİP: Siz?
EV SAHİBİ: Lütfen kızmayın.
GALİP: Ne demek kızmayın?! Ne arıyorsunuz evimde? Nasıl içeri girdiniz?!
EV SAHİBİ: Kilidi değiştirmemişsiniz.
GALİP: Bu size eve girme hakkını vermez. Bu ev artık sizin değil.
EV SAHİBİ: (üzgün) Biliyorum.
GALİP: Elim kolum titriyor hala.
EV SAHİBİ: (ayağa kalkar) Rahatsızlık vermek istememiştim.
GALİP: Rahatsız mı? Rahatsız falan olmadım. Korktum be adam, korktum.
EV SAHİBİ: Ben de.
GALİP: Ne demek bu?
EV SAHİBİ: Ben de korktum. Kaç gündür çalacağım kapınızı, cesaret edemedim...
GALİP: Siz beni mi gözetliyor musunuz?
EV SAHİBİ: Hayır hayır öyle bir şey değil.
GALİP: (Galip’in yazdığı romanın çıktıları evin eski sahibinin elindedir, Galip bir masasında roman taslağını bıraktığı yere, bir adama bakar) Bir saniye, elinizdeki..?? Napıyorsunuz siz?!
EV SAHİBİ: Masanızda gördüm. Çok ilginç bir başlangıç...
Galip hışımla adamın elinden alır kâğıt çıktılarını. Kâğıt destesini kolları arasına alır. Tehlikeli bir olaydan sonra sevgilisine kavuşmuş gibidir, gözlerini kapatır, kâğıt çıktılarına sımsıkı sarılır.
Fotoğraflar: Pelin Ulca
Yeni yorum gönder