Türkiye’de çocuk edebiyatından söz ederken, hiç tartışmasız, ismini ilk sıralarda anacağımız bir isim Sevim Ak; ve bu yıl, edebiyattaki 30. yılı! Biz de Sevim Ak’ın kapısını hem 30. yılını kutlamak hem de yeni bir kitap müjdesi alabiliriz düşüncesiyle çaldık.
(Fotoğrafı büyütmek için tıklayınız)
İşte bu masadan çıkmış bir metin. Sevim Ak’ın halen üzerinde çalıştığı, adı şimdilik “Ada ve Adam” olan kitabından tadımlık bir bölüm:
Ada’nın 7 yıldır sürdürdüğü konforlu yaşamın dibine darı ekildi. Babası geçen hafta sonu alışverişinde çok istediği çizgi romanı almadı. Hint sirkinin gösterisine ne zaman gidebileceklerini soramıyor bile.
“Artık eskisi kadar özgür değiliz. Düşünmemiz gereken birisi daha var,” sözünü işitmekten bıktı.
Babası bütçeyi kısarken annesi yeni bir uğraş edindi. Bebeği karnında taşırken başladı değişim. Gebeliğin 5. ayından sonra ağlamaklı bir kadın olmuştu. Sokak hayvanlarının soğukta kalmasına dayanamıyor, her gün eve kedi köpek yavruları taşıyordu. Bir, iki, beş, sekiz yavru… derken ev barınağa dönüşecekti ki… anne hemen bir acil durum planına geçti. Kolilerden soğuğa dayanıklı evler yapmaya başladı. Bir, iki, üç ev… derken dur duraksız çalışma temposuna girdi. Her kediye bir ev edindirme düşüncesinden kendini alamıyordu. Dükkanlar alışkanlık edinmişti, boşalan kolileri kapının önüne çıkarıyorlardı. Her yavruya kendi boyutlarından biraz büyük, içi yumuşak minderli evlerin yanında anne ve küçük yavruları barındıran büyük evler yapıyordu. Tek odalı evlerden iki odalı evlere, hatta yiyecek depolularına geçişi evde şaşkınlıkla izleniyordu. Hayvanlar komşulukları gelişsin, yiyeceklerini paylaşsınlar diye evleri iki katlı, ortak kilerli olarak tasarlamaya geçti sonra. İhtiyaca göre yeni bölümler, detaylar ekliyordu. Pembe-yeşil panjurlu, kiremit rengi çatılı, duvarları resimlerle süslü evler gitgide köşe başlarını tuttu.
Şimdi yaz. Ama anne kartondan ev tasarımını öyle ilerletti ki. Açıkta neyi görse bir evin içine hapsetmeden rahat etmiyor. Kuş evleri, köpek kulübeleri, duvar süsleri yapıyor, boyuyor. Arkadaş evlerine giderken hediyelik eşya dükkanlarından süslü püslü biblolar almıyor artık. Kendi elinden çıkma, kartondan olduğu pek anlaşılmayan süslerden götürüyor.
Kimse bilmiyor, Ada büyük sıkıntıda. Birkaç haftadan beri kendine yeni bir yer arıyor. Annesi kardeşinin gece bağrışlarından uyuyamadığını öğrendiğinde sözde onu rahata erdirmek için çılgın bir buluş yaptı. Ada’nın yatağının üstüne kartondan bir ev kondurdu. Bebeğin beşiğine bile açık çatılı bir ev inşasına başladı.
Anne, oğlu şimdi kendi özel evinde mışıl mışıl uyuyor diye huzurlu. Oysa yatağına karton ev kurulduğundan beri Ada sabaha karşı yastığını kapıp evlerinin baktığı parka kaçıyor. Yaşlı ağaçlar, gül fidanları ve şimşirler arasında sessiz bir yer arıyor.
Fotoğraflar: Pelin Ulca
Yeni yorum gönder