Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Kütüphanenizi düzenlerken kendinize sormanız gereken 7 soru




Toplam oy: 878

Bir kitap kurdunun en değerli hazinesi kitaplarıdır kuşkusuz. Öyle ki bir kitap kurdu içinde kütüphane olmayan bir evi evden saymaz! Ama kitapların sayısı ne kadar artarsa kütüphaneyi düzenli tutmak da bir o kadar zorlaşır. Hâl böyle olunca bir kitabı arayıp bulmak sandığınızdan daha güç hâle gelebilir. Peki kütüphanemizi nasıl düzenli tutabiliriz? Tabii ki kendimize şu 7 soruyu sorarak:


1.    Bu kitabı ileride tekrar okur muyum?
Kütüphanenizdeki bir kitaptan vazgeçmenin sizin için ne denli zor olduğunu biliyoruz. Ama lütfen bu konuda kendinizi kandırmayın. Bazı kitapları sırf meraktan almış ve okuyamaya başladıktan sonra hoşlanmayıp yarım bırakmış olabilirsiniz. Bu kitapları ayıklamak hem kütüphanenizde yeni kitaplara yer açar, hem de bu kitapları onları gerçekten sevebilecek kişilere ulaştırma imkanınız olur. Arada bir dönüp bakmaktan hoşlandığınız kitaplarınız da olmalı elbette, onların yeri ise her daim kütüphanenizin baş köşesi!


2.    Henüz okumadığım bir kitap ne zamandır rafta duruyor?
Bir kitap kurdunun çoğu zaman hobi olarak kitap aldığını da göz önünde bulundurursak, sadece isminden ya da kapağından hoşlandığınız için bir kitabı satın almış olmanızdan daha doğal bir şey yok demektir. Fakat birinin önerisiyle veya kendi yaptığımız bir araştırma sonucu almadığımız bu kitaplar çoğu zaman kütüphanenin alt raflarında tozlanmaktan kurtulamaz. Oysa ki bir kitap ancak okuruyla buluştuğunda hayat bulur. O halde aylar boyu kapağını dahi açmadığınız bu kitapları onlara anlam katacak yeni sahipleriyle buluşturmaya ne dersiniz?


3.    Bu kitabı rafımda tutarak kendimle alakalı bir mesaj mı vermeye çalışıyorum?
Eğer evinize sık sık misafir kabul ediyorsanız bir süre sonra kütüphaneniz de sizin vitrininiz haline gelebilir. Gerçekten de bir evdeki kütüphane o evin sahibi hakkında diğer pek çok eşyadan daha çok fikir verir. Nitekim bir kitap kurdu da her daim kütüphanesiyle gurur duymak ister. Ama nasıl ki kimi zaman gündelik hayatta giymediğimiz ince topuklu ayakkabılarımızı giyip ya da mecbur kalmadıkça bağlamadığımız kravatımızı bağlayıp olduğumuzdan iyi görünmeye çalışıyorsak, benzer nedenlerle aslında çok da ilgimizi çekmeyen bir felsefe ya sosyoloji kitabını kütüphanemizin rafına koyarak kendimize bir imaj yaratmaya çalışabiliriz. Bu her insanın yaptığı, doğal bir durumdur ve esasında utanılacak bir tarafı da yoktur. Ama bu türden kitapların sayısı arttıkça kütüphanemiz boğulmaya başlayabilir. Kütüphanemizde almamız gerektiğini düşündüğümüz kitaplara daha az, almak istediğimiz kitaplara daha çok yer vermek takım elbisenin altına bez ayakkabı giymek gibidir! Beklentilerin dışındadır, ama size özeldir!


4.    Bu kitap hayatımın bu dönemine hitap ediyor mu?
Yetişkin bir adam ya da kadın olduğunuz hâlde işe giderken hâlâ üzerinde en sevdiğiniz çizgi film karakterinin ya da rock yıldızının fotoğrafı olan bir tişört mü giyiyorsunuz? Hayır mı? O halde neden çocukluğunuzda ya da ergenliğinizde severek okuduğunuz ama artık size bir şey ifade etmeyen bir kitabı rafınızda tutasınız? Siz bu kitaplar için sıranızı savdınız! O hâlde bırakın bu kitaplar sıradakine geçsin! (Hâlâ ilk günkü heyecanla okuduğunuz çocuk kitapları bu kategorinin dışındadır elbette!)


5.    Bu kitabı belki birine hediye ederim diye mi elimde tutuyorum?
Elinizde bir vesileyle edindiğiniz ve okumaya da pek hevesli olmadığınız bir kitap mı var? Belki birine hediye ederim de o sayede elden çıkarırım diye mi bekliyorsunuz? Peki o halde neden hâlâ bekliyorsunuz? O kitabı hediye edin! Eğer hediye edebileceğiniz biri yoksa kitap bekleyen onlarca okul kütüphanesi ne güne duruyor! Hem bir çocuğun ya da gencin yüzünü kitapla güldürmekten daha güzel ne olabilir!


6.    Kitabın ana konusunu ve karakterlerini hatırlıyor muyum?
Cevabınız hayır mı? O hâlde bu kitap sizi pek o kadar da etkilememiş demektir. Ama bütün kitapların da sizi çok etkilemesi, zihninize nakış gibi işlenmesi zorunluluğu yok. Bazı kitaplar okumak ve sonrasında unutmak içindir. Kitabın konusunu ya da karakterlerini hatırlayamıyorsanız kendinizi suçlamayın. Bu kitabı elinizden çıkarın ve hafızanıza kazınacak yeni bir kitaba yer açın!


7.    Bu kitap bir seriye mi ait ve serinin diğer kitapları bende var mı?
Sözgelimi sekiz kitaptan oluşan devasa bir fantastik kurgu serisine ilk kitabından daldınız ve işler sandığınız gibi gitmedi mi? Üzülmeyin! Ne de olsa canınız istemediği sürece devam etmek zorunda değilsiniz. Ama o zavallı kitabı diğer kardeşlerinden ayırmaya da hiç mi hiç hakkınız yok! Bırakın zavallı kitabınız serinin diğer kitaplarıyla aynı rafta buluşabileceği başka bir kütüphaneye transfer olsun!

 

EK

 



 

 

Bu yazı /www.barnesandnoble.com adresinden derlenmiştir.

 

Görsel: Tufan Kızılırmak

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.