Soygun anlatılarının okuyucuyu/izleyiciyi hemen avcuna alabilen bir yapısı var. Kulaktan kulağa yayılarak hatırı sayılır bir seyirci kitlesi edinen, Netflix tarafından yayınlanınca bir fenomene dönüşen İspanyol dizisi La Casa de Papel de izleyeni bir merak duygusuyla sarmalıyor, karakterlerin duygusal salınımlarının ortasına atıveriyor. Diziyi benzer kalabalık kadrolu soygun anlatılarından ayıran şey, gerektiği zaman işleri yavaştan alan hali, karakter kurulumuna verdiği önem, tahmin edilebilir olmaktan her daim kurtulan olay örgüsü ve elbette, zekice kurgulanmış büyük soygun planı...
İspanyol Kraliyet Darphanesi’ni soymayı planlayan “Profesör” önderliğindeki ekip aslında “halkın cebinden” çalmadıklarını, çağın Robin Hood’u olduklarını düşünüyor. Onların duygusal gelgitlerinin peşine takılıp yeri geldiğinde “suçlu”yla özdeşleşerek, yeri geldiğinde suçu ve adaleti temsil eden taraflar arasındaki çizginin bulanıklaşmasına tanık olarak, bir sonraki bölümü izlemek için tuşa basmaktan kendimizi alamıyoruz. Dizi bitince, kendi lakabımızın hangi şehirle eşleşebileceğini, bizim karakterimizi en iyi hangi şehrin anlatabileceğini düşünmeye başlayıp, Salvador Dali maskesi siparişi için interneti yokluyoruz.
La Casa de Papel'i izlemeye başlayacak olanlar ya da çoktan izleyip sindirmiş olanlar için, farklı coğrafyalardan, nevi şahsına münhasır “nitelikli” hırsızları, “suç dehalarını” sahneye çıkaran kitaplardan bir seçki hazırladık. Paranın geçirdiği dönüşümlere toplumsal bir perspektiften ışık tutan kitapları da ihmal etmedik.
1) Kargalar Meclisi
2) Locke Lamora'nın Yalanları
3) İsveç Çetesi
4) Cingöz Recai serisi
5) Arsen Lüpen serisi
6) Artemis Fowl
7) Hırsızlar Sosyetesi
8) Kültürel Sermaye
Kibar Hırsız ve Şehir
9) Yüzyılın İkinci Yarısında
Darphane-i Amire
10) Paranın Felsefesi
SabitFikir arşivinden ek okuma:
Altered Carbon hayranları için okuma önerileri
Annihilation hayranları için okuma önerileri
Yeni yorum gönder