"Bayan Mallard’ın kalp sorunundan muztarip olduğu bilindiğinden, kocasının ölüm haberi verilirken mümkün olduğunca nazik ve özenli davranıldı. Acı haberi kız kardeşi Josephine’den öğrenen kadın, önce gözyaşlarına boğulur, sonra yalnız kalmak istediğini söyleyip odasına çekilir fakat işte tam bu noktada çok beklenmedik bir şey olur. Boğazında düğümlenen hıçkırıklar ve gökyüzüne kenetlenmiş bakışlarla oturduğu yerde bir süre öylece kalakalıp bulutların arasından göz kırpan maviliklere seyre dalmışken, ansızın dudaklarından fısıltı halinde hayret verici bir sözcük dökülür: ‘Özgürüm, özgürüm, özgürüm!’ Bunu daha da coşkulu bir duygusal boşalma takip eder: ‘Özgürüm! Ruhum ve bedenim artık özgür!’ Dışarıda bekleyen Josephine’in endişeli yakarışlarına teslim olup nihayet kapı açıldığında, Bayan Mallard’ın yüzünde mağrur bir zafer tanrıçasının ateşli ifadesi vardır. Kız kardeşinin beline sarılıp büyük bir sakinlikle basamakları inerken, kocasının arkadaşı Richard merdivenin dibinde onları beklemektedir. İşte tam o sırada, sokak kapısını açan anahtarın sesi duyurulur…”
Kate Chopin’in yazdığı bu kısa öykü sadece sekiz satır daha sürer. Bu noktadan sonra okumayı bırakmak mümkün müdür? Elbette hayır. Yazar okurun merak duygusunu o kadar yükseltmiştir ki, çok az okur kapıdaki kişinin kim olduğunu merak etmediğini söyleyebilir…
Mario Livio, daha kitabın ilk sayfasında okuru kitaba bağlamayı başarıyor. Tür olarak popüler bilim olsa da, kitabın girişine koyduğu bu edebi öykü, kitabın içeriğine öyle bir uyum sağlıyor ki, o andan itibaren bunun sadece bir başlangıç olduğu anlaşılıyor.
Şöyle der Mario Livio: İnsan merak eden tek canlı türü olmasa da neden sorusunu sorabilen tek canlı türüdür. Nasıl ki Google bir arama motoruysa merak da aslında bir keşif motorudur. Mükâfat beklemeksizin yapılan işlerin çoğu, meraktan kaynaklıdır.
İnsan merakı uçsuz bucaksız bir coğrafya gibidir, ne zaman nerede neyin çıkacağı belli olmaz. Yeryüzünde hiçbir şey merak duygusunu tatmin etmekten daha heyecanlı değildir insan için. En büyük keşiflerin, en büyük icatların gerisinde hep merak vardır. Tarihin en önemli beyinlerinden biri olan Leonardo da Vinci’den daha büyük olan tek şey, onun sınır tanımayan ve doymak bilmeyen merakıydı.
KEŞİFLERİN PUSULASI MERAKTIR
İçeriğine bakıldığında; bilimi sanattan, felsefeyi fizikten, edebiyatı müzikten, psikolojiye resimden ayıran belirgin özellikler vardır, ama hepsinin de temelinde yatan ve hepsinin tohumunu atan tek şey, şüphesiz ki meraktır.
Merak duygusunun medeniyetin ve insanlığın gelişimindeki rolünün büyüklüğünü anlamak için, ortaya çıkmasına ön ayak olduğu keşiflere bakmak yeterlidir. Tüm büyük keşiflerin pusulası daima merak olmuştur.
İnsan merakının tarihsel ve bilimsel süreçlerini bir dedektif gibi takip eden Mario Livio, bu süreçte ortaya çıkan bilginin dönüşümünü de tüm ayrıntılarıyla ele almış. Kitapta salt bilimsel konulara değil; edebiyat, tarih ve sanata da değinerek, insan merakının medeniyetin inşasında teşkil ettiği önemi çarpıcı bir dille anlatıyor.
NEDEN?
Mario Livio
Çev: Berna Gülpınar
ALTIN KİTAPLAR 2018
Yeni yorum gönder