Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Nabokov'dan Hitchcock'a mektup var!




Toplam oy: 1207

Sinemayla da edebiyat kadar ilgilenen yazar Vladimir Nabokov, 19 Kasım 1964'te yönetmen Alfred Hitchcock'tan bir mektup almıştı. Hitchcock'un bu mektupta ne yazdığını bilemesek de, Nabokov'un 28 Kasım'a tarihli cevabından ne yazık ki yarım kalan, ortak bir projenin ilk adımlarını attığı anlaşılıyor. Çünkü bu mektupta Nabokov, Hitchcock'un senaryo önerilerini cevaplıyor ve kendisi de iki senaryo önerisi getiriyor.

 

The American Reader'a göre, Hitchcock bir sonraki mektubunda bunlardan ikincisinin ilgisini çekmediğini ama ilkinden etkilendiğini belirtiyor. 28 Kasım tarihli mektubu yayınlıyoruz:

 

 

Sevgili Bay Hitchcock,

 

Mektubunuz için çok teşekkürler. İki fikrinizi de ilginç buldum. Fakat ilki, Amerika'nın güvenlik meseleleri ile yöntemlerini ve istihbarat bürolarının bir arada veya ayrı ayrı nasıl faaliyet gösterdiğini bilmediğim için beni oldukça zorlayacaktır.

 

İkinci fikriniz ise daha makbul. Bana sağladığınız sınırsız özgürlükle (niyetinizin böylesi bir özgürlük vermek olduğunu varsayıyorum), bunu bir senaryoya dönüştürebileceğimi düşünüyorum. Fakat bu noktada bana ne kadar zaman tanıyacağınız da önemli. Aklınızda ne var? Şu sıralar birkaç şeyin altından aynı anda kalkmaya çalıştığım için epey meşgulüm. Bu yaz senaryoyı düşünecek vakti bulabilirim fakat senaryonun üzerinde çalışacak zamanı yaratmak benim için zor olur. Bu konudaki fikirlerinizi lütfen yazın.

 

Bu arada ben de size bana ait iki fikri sunmak istiyorum. Onları bu mektuba iliştirilmiş başka bir sayfaya, kabaca not edilmiş halde bulacaksınız. Lütfen bunlar hakkında ne düşündüğünüzü de yazın. Eğer hoşunuza giderse, onları nasıl geliştirebileceğimizi konuşuruz.

 

Sizinle telefonda konuşmak güzeldi.

 

En iyi dileklerimle,

 

Saygılarımla,

 

Vladimir Nabokov

 

 

1) Pek de birinci kadirden sayılmayacak bir yıldız gökte yükselirken, bir kıza çiçeği burnunda bir astronot eşlik etmektedir. Kız, oğlanı biraz küçümsemektedir. Aralarında bir ilişki vardır ama kızın başka sevgilileri ya da başka bir sevgilisi vardır. Bir gün oğlan uzak bir yıldıza ilk seferine çıkar ve başarıyla döner. Şimdi pozisyonları değişmiştir. Oğlan ülkenin en ünlü adamı haline gelmiştir, halbuki kızın yıldızı ortalama bir seviyeye kadar yükselmiştir. Onun tek mutluluğu bu oğlanın varlığıdır artık fakat bir süre sonra oğlanın, uçuştan önceki çocuk olmadığını anlar. Değişenin ne olduğunu bir türlü kavrayamaz ama. Zaman ilerledikçe önce endişelenmeye, sonra korkmaya ve en nihayetinde paniklemeye başlar. Bu senaryo için birden fazla ilginç final düşündüm.

 

2) Amerikan istihbarat servisinin çalışmalarına ilgisiz kaldım belki ama Sovyetlerin istihbarat teşkilatı hakkında hatırı sayılır düzeyde bilgi topladım.

 

Bazen aklıma Demir Perde'den ABD'ye iltica eden birinin hikayesini yazmak geliyor. İçinde bulunduğu daimi tehlike, durmadan saklanma gerekliliği ve ülkesinden gelen ajanların onu kaçırma veya öldürme olasılığıyla yaşamak zorunda kalması...

 

 


 

 

GG

 

Kaynak: The American Reader

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.