1833’te Britanyalı bir yayıncı tarafından ilk kitap kabı kullanıldığında, amacı, toz ve ışığın tahrip edici etkilerinden kitapları korumaktı. Cilt etrafına sarılan ve içine doğru katlanan kalın kağıt, satın aldıktan sonra atılmak içindi. Diğer bir deyişle, kitap kabı olarak bilinen kaplama, öncelikli olarak işlevseldi. (Yakın bir zaman önce Literatür Yayıncılık’tan çıkan Grafik Tasarımı Değiştiren 100 Fikir kitabında bu cümlelerle başlıyor “Kitap Kapları” bölümü.) Sonrasında ise, hepimiz yakından tanıklık ediyoruz ki, grafik tasarım için bir vitrin haline gelmiş durumda kitap kapakları.
Kitaplara nesne olarak yaklaşımın ilk durağıdır da diyebiliriz kitap kapakları için. Kitapçı raflarında çoğu kitabın sırt sırta değil de kapakları görünecek şekilde yan yana dizildikleri düşünülürse... Ve sonu gelmez tartışmaların da aktörüdür aynı zamanda; içeriği bire bir yansıtmalı mıdır, yoksa kitabı tasarlayanın yorumu mu ön plana çıkmalıdır vs. Bu ve benzeri tartışmalar süredursun, artık Türkiye’de de belli bir “özenle” hazırlandığını söyleyebiliriz kitap kapaklarının. Yayınevlerinde önceleri dizgi elemanlarının kotardıkları ve aslında bir şekilde iyi de idare ettikleri kitap kapakları tasarımı, artık grafik tasarım okumuş ya da bu işi profesyonel olarak benimsemiş isimlere teslim ediliyor. Bunun bir sonucu olarak da çeşitli yarışmalarda ya da seçkilerde tanıdık isimlere daha çok rastlar olduk. Bu isimler arasında ilk akla gelenlerden birisi de, hiç kuşkusuz Geray Gençer. Örneğin adını en son, "Yavuz Ekinci Kitap Kapağı Serisi"yle Europen Design Awards 2016 tarafından ödüle layık görüldü. Üstelik, 2014 yılında aynı organizasyonda Türkiye'den birincilik ödülü alan ilk tasarımcıydı Geray Gençer. İsmine daha sık rastladığımız alan ise, Doğan Kitap’ın kapaklarını hazırlayan isim olması nedeniyle.
İşte şimdilerde yeni yayımlanan Yüz isimli çalışmada, Geray Gençer’in, 10 yıla yakın bir süre içerisinde Doğan Kitap için hazırladığı 1000’e yakın kitap kapağı tasarımı arasından seçtiği 100 tanesi yer alıyor. Belirlenen 100 rakamının belli bir nedeni var elbette; yüz’ün ikili anlamı... “Bilgi, iletişim ve hayal aktarımı için asırlardır kullandığımız tasarım nesnesi: kitap. Ve onun ‘yüz’ü...” diye yazmış Geray Gençer kitabının önsözünde. Aynı zamanda kendisi de bir nesne kitap olarak nitelendirilebilecek bu derlemede, Zülfü Livaneli, Hakan Günday, Hamdi Koç gibi isimlerin kitap kapaklarına ilişkin fikirlerini aktardıkları “seperatör metinler”ini de okumak mümkün.
Yeni yorum gönder