Her okurun bir yazarı çok sevmek için son derece haklı ve bir o kadar özgün gerekçeleri vardır şüphesiz. Yola bu bilinçle, SabitFikir okurlarının edebiyatın öne çıkan yazarlarını neden sevdiklerine ilişkin bir tartışma başlatmak için çıktık. İlk soruyu da o yazar üzerine çalışmalar yapmış bir isme yönelttik. Öyleyse soruyoruz: Siz Milan Kundera'yı niçin okuyorsunuz?
1. (Varoluşun dehlizleri) Kurduğu muzip ve baştan çıkarıcı anlatı bizi bir anda tedirgin edici bir korku tüneline çektiği için,
2. (Yok hükmünde olmanın cazibesi) Hata yapmanın kaçınılmaz, mutlu olmanın tesadüfi, unutuşun sıradan olduğu hayatlarımızda, bir iz bırakmaktan çok boşluğun çağrısına kapıldığımızı karamsarlığa kapılmadan teslim ettiği için,
3. (Sprachgenie) İki ayrı dilde yazmanın yanı sıra, her zaman bir üçüncü ya da dördüncü dili satırlarına taşıdığı, bundan başka müzik dilinde, beden dilinde, jestlerin ve mimiklerin dilinde de yazdığı için...
* Görsel: Burak Dak
* Niçin Okumalıyız? arşivine ulaşmak için tıklayınız.
Doğrusu bu kadar süslü ve kavramsal gerekçeler değil benimkiler. Kundera benim için, tek bir romanıyla; "Yaşam Başka Yerde" ve denemeleriyle, özellikle de "Roman Sanatı" isimli denemesiyle fazlasıyla kıymetli. Yaşam Başka Yerde; ilk gençlik yıllarımda, üniversitenin orta yerinde okuyup, kendi duygularıma samimi yansımalar bulduğum; idealist, fazlasıyla naif ve eylemci demeyeyim de bencilce ve şaşkın bir ergenin kederini başarıyla tasvir edip düşünce dünyama kattığı için hep şanslı saymışımdır kendimi. Roman Sanatı ise ebedi ve evrensel bir yazar olabilmenin ancak uğraştığı şeyle hemhal olarak, onu bütüncül biçimde kavrayıp, sağlam bir birikim oluşturarak mümkün olabileceği hissini verdiği için kıymetli. Kundera bence yalnızca 20. yüzyılın, modernizm ve akılcılık çağının değil, 21. yüzyılın da en büyük yazarları arasında. "Neden hala Nobel almadığı" sorusu da yanıtlanmaya muhtaç bir soru olarak edebiyat severlerin aklının bir köşesinde olmalıdır diye düşünürüm hep.
Yeni yorum gönder