Cemal Süreya, şiire başladığım yıllarda en çok okunan şairlerden biriydi. Bunda biraz da şiirlerinin her kuşakta ayrı ayrı yorumlanmasına yol açacak derecede çok sesli olmasının ve renkli kişiliğinin de payı var. Yine de Cemal Süreya doksanlı yıllarda özellikle şiire ilgi duyanların çok etkilendikleri bir şairdi. Şimdilerde ise “her boydan” okurun ilgisini çekiyor, kitapları baskı üstüne baskı yapıyor. Döneminde zorluklar çekmiş, şiirini, Türk şiirine karşı yönelttiği eleştirel düşüncelerle kurmuş bir isim bugün çok rahat bir şekilde “aşk şairi” olarak adlandırılabiliyor. Oysa Cemal Süreya’nın İkinci Yeni’de kurucu bir etkisi vardır. Bu kurucu etki, aslında İstanbul’daki hâkim “edebiyat sınıfı”na karşı bir etkidir de. Garipçilerin yazdığı şiiri “yoklamak” için çıkılmıştır yola. İstanbul’daki hâkim sınıfın, yani Nurullah Ataç’ın, Sabahattin Eyüboğlu’nun arkasında durduğu Garip’i önce “yoklamış” ardından da dönüştürmüştür İkinci Yeni.
Ece Ayhan, bu anlamda Mülkiyeli üç şairin Türk şiirine enteresan bir “sivillik” getirdiğini söyler. Bu üçlü; Cemal Süreya, Sezai Karakoç ve Ece Ayhan’dır. Üçü de Mülkiyeli’dir ama mülk sahibi değildir. Ece Ayhan, sivillik iddiasını şiirinden hayatına kadar sergileyebilmiş bir isim. Sezai Karakoç’un da İkinci Yeni’de kurucu etkisi çok büyük ama bir yere kadar. Çünkü Karakoç İkinci Yeni’nin periferisinden çıkarak kendi kurduğu Diriliş düşüncesinin şiirini yazmıştır. Karakoç’un bu şiirleri İkinci Yeni’nin dünyasına zıt bir yerdedir. Metafiziktir her şeyden önce.
Cemal Süreya ise İkinci Yeni’nin kalbidir. Bir jesti vardır şiirlerinde. O şiirleri okuduğunuzda başka bir ses duyarsınız. Acayip samimi, acayip zekidir. Öte yandan bir yer altı nehri gibi usul usul bir acı tat bırakır insanda. Okundukça çoğalmaz onun şiirleri, okudukça saklamak istersiniz. Sadece size ait olsun istersiniz. Cemal Süreya’nın bencil bir okuru vardır demem bundan. Bütün şiirleri tek bir insana yazılmış gibidir. Okuyan herkes şiirlerin kendisine yazıldığını duymak ister. Bir şairin okurunu “bencilleştirmesi” çok kıymetlidir. Gelin Cemal Süreya’nın kitaplarını Fethi Naci’den Hüseyin Cöntürk’e, Sait Maden’den Edip Cansever’e nasıl imzaladığına birlikte bakalım:
Yeni yorum gönder