Yaklaşık 10 aydır, SabitFikir’in “Özel Kütüphaneler” başlıklı bu sayfalarında belli özellikleriyle öne çıkan özel kütüphanelerin –özgün fotoğraflar eşliğinde– tanıtımlarını yapmaya çalışıyoruz. Şimdiye kadar ziyaret ettiğimiz her kütüphane hem fiziksel özellikleriyle hem de içerikleriyle etkileyiciydi, ama bu ay, gerçekten de “özel” bir kütüphaneyi ele alıyoruz.
Tarih öncesi dönemden başlayarak Helenistik, Roma, Doğu Roma, Beylikler ve Osmanlı dönemleri boyunca yaklaşık 9000 yıl kesintisiz yerleşim görmüş ve tarihinin tüm aşamalarında çok önemli bir liman kenti ve kültürel/ticari merkez olan Efes‘in hiç şüphesiz en tanınmış anıtı olan Celsus Kütüphanesi’yle ilgili olarak Kültür Bakanlığı ve İlçe Belediyesinin sitesinden destek alarak söylersek: M.S. 100 ile 110 yılları arasında Gaius İulius Aquila tarafından babası Senatör Tiberius İulius Celsus Polemaeanus için yaptırılmış. Dokuz basamaklı, iki yanında heykel kaideleri bulunan bir merdivenle çıkılan ön holden asıl kütüphane odasına erişmek mümkündü. MS 270 civarında bir depremle kütüphane yıkılmış ve sonrasında yeniden inşa edilmemiş. Geç Antik Çağda gösterişli ön cephenin kalıntıları bir cadde çeşmesinin arka duvarı olarak kullanılmış.
Celsus Kütüphanesi’nin girişinde, ziyaretçileri karşılayan dört heykel de dört Tanrıçayı temsil ediyor: Sophia (bilgelik), Episteme (bilgi), Ennoia (kader) ve Arete (erdem). İşte bu heykeller arasından geçilerek ulaşılıyordu asıl kütüphane odasına. Bugünlerde Celsus Kütüphanesi’nden bir kitap ödünç almak mümkün değil(!) belki ama, yaz aylarını İzmir çevresinde geçirenlerin mutlaka uğraması gereken yerlerden biri olduğuna hiç kuşku yok.
Fotoğraflar: Pelin Ulca
Yeni yorum gönder