Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Özel Kütüphaneler 9 // SALT Araştırma




Toplam oy: 246

SALT Araştırma, görsel pratikler, yapılı çevre, sosyal yaşam ve ekonomik tarih konuları ağırlıklı ihtisas kütüphanesi ile fiziki/dijital belge ve kaynaklardan oluşan bir arşiv sunuyor kullanıcıların erişimine. 19. yüzyıl sonlarından günümüze, başta İstanbul olmak üzere, Türkiye, Güneydoğu Akdeniz havzası ve Güneydoğu Avrupa’da odaklanıyor.

 

 


1950 sonrası Türkiye sanat tarihi ve 20. yüzyıl Türkiye’sinde mimarlık ve tasarımın gelişimini, Osmanlı İmparatorluğu’nun son yüzyılından Türkiye Cumhuriyeti’nin 1990’lı yıllarına toplum ve coğrafyanın dönüşümünü detaylandıran yazılı ve görsel belge ve kaynaklara ayrıca saltresearch.org’dan da ulaşmak mümkün. Dijital imkanlar var olmakla birlikte, İstanbul Karaköy’deki SALT Galata’da yer alan  SALT Araştırma, hem merkezi konumu, hem bünyesindeki ve yakın çevresindeki olanaklar hem de fiziki albenisiyle mutlaka ziyaret edilmesi gereken mekanlardan. Ama tam da bu özellikleri nedeniyle belli bir kalabalığı göze almakta fayda var. Yine de, mutlak sessizlik ihtiyacında olan araştırmacılar da göz ardı edilmemiş. SALT Galata -1 katında yer alan SALT Araştırma Ferit F. Şahenk Salonu’ndaki özel odalar ve köşeler, konsantrasyon için biçilmiş kaftan. Kütüphanenin bu özel bölgelerinde çalışmak için ise mutlaka kayıt yaptırmak gerekiyor.

 

 

 


SALT Araştırma, salıdan cumartesiye her gün 10.00-19.00 ve pazar günleri 12.00-18.00 saatlerinde hizmet veriyor. Ancak, önümüzdeki yaz aylarında, temmuz ve ağustosta pazar günleri kapalı olacağını hatırlatalım.

 

 

 

 


 

 

 

Fotoğraflar: Pelin Ulca

 

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.