Chuck Palahniuk ve William Burroughs, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin uzayan “şüpheli yazarlar” listesine eklenen yeni isimler. Marquis de Sade, Philip Roth, Noam Chomsky ve Robert Fisk gibi önemli isimleri de içeren bu liste, gittikçe Katolik Kilisesi’nin Index Librorum Prohibitorum’una (Yasaklı Kitaplar Listesi) benzemeye başladı.
Son günlerde, Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu, Palahniuk’un Ölüm Pornosu başlığıyla Türkçeye çevrilen kitabı Snuff’a yönelik bir rapor sunarak, İstanbul Savcısına bu romanın edebi ya da bilimsel bir roman olmaktan öte müstehcen bir roman olarak değerlendirilmesi gerektiğini bildirdi. Raporda romanın konusu "Bir kadının art arda 600 değişik erkeklerle seks yapma denemesi yaptığı, bu erkeklerin bir odada toplandığı, bunlara 1’den 600’a kadar numara verildiği, üçer beşer seks yapmak için davet edildiği odada sırasını bekleyen erkeklerin hâl ve hareketleri, kişilikleri argo ve amiyane tabirleri cinsel ilişkilerin zaman ve yer tasvirleriyle ar ve hayâ duygularını rencide edici ölçüde anlatıldığı,” şeklinde özetlenmiş. Sadece bir kadın üyesi olan on kişilik bu kurul, Palahniuk’un “Türk örf ve âdetlerine uymayacak şekilde kadını aşağıladığı” konusunda ısrarcı: "İlkel hayatlarından bugüne kadar dünyanın her yerinde ve her toplumunda insanlar cinsi uzuv bölgelerini kapalı tutmayı ve cinsi münasebetin gizliliğini vazgeçilmez kural olarak uygulaya gelmiştir. Cinsi münasebetin aşikârlığı kabul edilemez."
Aynı kurul daha gençen ay Burroughs’un “cut-up” tekniğiyle yazdığı klasikleşmiş kitabı Yumuşak Makine hakkında, metnin bütünlükten ve anlamdan yoksun olduğuna dair bir rapor hazırlamıştı. Raporda, kitabın “kriminolojik açıdan da, insanın bayağı, adi, zayıf yönlerinin işlemesinin okuyucu üzerinde suça izin verici tavırları geliştirmekte” olduğu belirtiliyor. Davalar mahkemeye intikal ederse Palahniuk’un yayıncıları, Ayrıntı Yayınları ve Sel Yayıncılık da Türk genel ahlakına verdiği zararın tazminatı olarak hapis cezası ya da para cezasıyla karşı karşıya kalabilir.
Mahkemeler ve kurullar, Burroughs’un deneysel romanını eleştiredursunlar, Türk halkı bu romanları sevmiş gibi görünüyor. Örneğin Burroughs’un ilk Türk yayıncısı Kaan Çaydamlı'nın hayatını anlatan Kaybedenler Kulübü filmi büyük ilgi gördü. Devletin bu müdahalelerinin sona ermesi içinse artan bir tepki söz konusu. Bir internet sitesine yazan bir okurun dediği gibi, “Bırakın da hepimiz görelim diye orada olanlara özgürce bakabilelim.”
Çeviren: Çiğdem Başar
Kaynak: guardian.co.uk
Burroughs'un Türkiye'deki ilk yayımcısı Kaan Çaydamlı'dır. Düzeltilirse iyi olur. Çeviri için teşekkür ederiz.
Yeni yorum gönder