İngilizcenin en büyük yazarı olarak anılan William Shakespeare, bazı açılardan edebiyat için bir milat gibidir. Shakespeare’in hayatımıza kattığı şeylerden bazılarını derledik:
1. İngilizceye birçok yeni kelime kattı.
Kullandığı 20 bin kelimenin neredeyse yüzde 10’u okuyucuları için yeni kelimelerdi. Günümüzde İngilizcenin en sık kullanılan birçok kelimesi Shakespeare tarafından uyduruldu. Sadece cins isim de değil, birçok özel isim de yarattı. Örneğin Jessica ismi ilk kez bir Shakespeare oyununda kullanıldı. Bu bağlamda, birçok bebeğin isim babası sayılabilir.
2. Bir katile ilham verdi.
John Wilkes Booth 1864 yılında erkek kardeşleriyle beraber, New York’taki Winter Garden Tiyatrosu’nda Marcus Anthonius rolünü canlandırdı. Oyundan elde edilen gelirle, Central Park’a bir Shakespeare heykeli dikilecekti. Beş ay sonra aynı aktör, bu sefer daha etkileyici bir performans sergileyerek, gerçek hayatta Brütüs olmaya karar verdi ve Washington’da ABD Başkanı Abraham Lincoln’ü öldürdü.
3. Farkında olmadan güvercin sorununa neden oldu.
Bugün Central Park’taki Shakespeare heykeli tamamen güvercin pislikleriyle dolu. Ve bu durumun ilhamını da Shakespeare verdi. Kuşları çok seven bir Shakespeare hayranı, yani Eugene Schieffelin, 1860’da, Shakespeare kitaplarında bahsedilen ve Kuzey Amerika’da yaşayan bütün kuş türlerinden 60 çifti Central Park’a saldı. Günümüzde bu 60 çiftin çoğalarak 200 milyonluk bir nüfusa ulaştığına inanılıyor.
4. Freud için yolu açtı.
Shakespeare seksüel baskılamanın sadece kuşlara özgü olduğunu düşünüyordu. O yüzden oyunları o güne kadar yazılmış her şeyden daha müstehcendi. Kendi çağının sarhoş Globe Tiyatrosu seyircileri oyunları çok beğense de diğer kuşaklar yazarı hep sansürleme gereği duydular. 1773’te Bell’in hazırladığı ilk Shakespeare koleksiyonu, oyunların İngiltere’de ilk kez oynanmış halinin ancak 2/3’ünü içeriyordu.
5. Gençliğin kaygılarını anlamamıza yardımcı oldu.
18. yüzyılda Romeo ve Juliet’in editörlüğünü yapan David Garrick’in oyunda yaptığı ilk değişiklik Rosaline karakterini çıkarmak oldu. Oyunun en başında Romeo’nun sevgilisi olan Rosaline, Romeo’nun kalp ağrılarının, “mutsuz saatlerinin” ve daha birçok gençlik duygusunun kaynağıdır aslında. Görünen o ki, seyirciler geçmişinde Rosaline bulunmayan Romeo’dan ve onun Juliet’e duyduğu saf gençlik aşkından o kadar memnun kaldılar ki, Garrick’in versiyonu yüzyılı aşkın süre değiştirilmeden oynandı.
6. Nazilere ve anti-Nazilere hayat verdi.
Her ne kadar Shakespeare’in politik görüşünü kategorilendirmek zorsa da onun da önyargıları ve inançları bulunduğunu kabul etmek gerekir. Günümüze kadar birçok grup ve hareket onu kendilerine mâl etmek istediler. Hitler Almanya Şansölyesi olduktan kısa bir süre sonra Naziler, Shakespeare- Bir Alman Yazar isimli bir kitapçık yayınladı. Hitler yükseldikçe Shakespeare’in oyunları, Almanya’da dünyanın geri kalanının toplamından daha çok gösterilir hale geldi. Buna karşılık, Shakespeare aynı zamanda Hitler karşıtlarının da ilham kaynağıydı. En çok da Venedik Taciri’ndeki Shylock’un meşhur konuşması...
7. Tolstoy’u gıcık etti.
Shakespeare’in dünya edebiyatındaki etkisi tartışmasızdır. T.S.Eliot’a göre modern dünya ikiye ayrılabilir: Shakespeare’den etkilenenler ve Dante’den etkilenenler. William Faulkner, Aldous Huxley, Vladimir Nabokov ve David Foster Wallace, hepsi eserlerinden birinin adını koyarken Shakespeare’in bir satırını alıntıladılar. Fakat Tolstoy’un ünlü şairi nasıl küçümsediğini anlatan koca bir kitap yazdığını düşünürsek, en büyük etkiyi Tolstoy’un üzerinde bıraktığını söyleyebiliriz. Tolstoy kitabında Shakespeare’in eserlerinin nasıl incelikten yoksun olduğundan dem vurarak, sadece iğrenme ve sıkkınlık yarattığını söylemiş, yazarın olsa olsa dahi bir şeytan olabileceğini belirtmişti.
* Kaynak: mental_floss
Yeni yorum gönder